Dilim varmıyor ama, darısı bizdeki kavgaların başına, diyeceğim türden bir haber not etmişim geçmişte. Gizemli haber söyle: Rusya‘da felsefe tartışması kavgaya dönüştü. Kant felsefesini tartışan iki kişi arasında çıkan tartışmada..
Dilim varmıyor ama, darısı bizdeki kavgaların başına, diyeceğim türden bir haber not etmişim geçmişte.
Gizemli haber söyle: Rusya‘da felsefe tartışması kavgaya dönüştü. Kant felsefesini tartışan iki kişi arasında çıkan tartışmada silah konuştu.
Rusya‘nın Rostov kentinde ünlü Alman filozof Kant’ın felsefesi üzerine başlayan bir tartışma beklenmedik şekilde büyüdü. Rus polisinin verdiği bilgilere göre alışveriş yapan iki müşteri filozofun felsefesini tartışmaya başladı. Tartışma kızışınca taraflardan biri önce diğerinin yüzüne yumruk attı, ardından da havalı tabancayla ateş ederek yaraladı. Adli bir yetkili Rus Ria Novosti ajansına yaptığı açıklamada yaralının hayati tehlike altında olmadığını belirtti.Failin kasten yaralama suçundan 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılanması bekleniyor.
Sonuç ne oldu bilmem ama, doğrusu Kant için hapis yatmak, çok ayrıcalıklı bir şey olsa gerek diye düşünmeden de edemiyor insan!(“Hangi filozof için hapis yatardım acaba?” diye düşündüğünüzü hisseder gibiyim.) Olay, kuşkusuz kendisini yazdıracak bir öykücüyü bekliyor da, kim olmalı bu kişi?
Çehov tarzı, yaşanan durumdan çıkarılacak betimlemelerle yazan, biri mi yapılmalı bu öyküyü ? Yoksa, Bulgakov tarzı fantezilerle yazan biri mi? Ya da yazıya Gogol tarzı gülünçlükler katabilecek biri mi?
İşin o kısmın edebiyatçılara bırakalım. Olayın geçtiği ortam bir mağaza. Bir TV tartışma programı, ya da okul tartıştırılma toplantısı değil. Mağazada tesadüfen bulunan iki kişi, Kant konusunda önce diyaloğa giriyorlar sonra da kavgaya. Siz ne dersiniz bilmem ama, ben hayran oldum bu kavgaya, Gıpta ettim. Kıskandım.
Kavga çıkarılabilecek pek çok konu arasından Kant‘ı seçmeleri, kuşkusuz yüksek bir entelektüel düzeyin göstergesi! Kavga birdenbire çıkmaz, öncesinde epeyce Kant‘dan bahsetmiş olmalılar; bu da bir entelektüel düzey gerektirir! Böylesi kavgacılar yetiştirebilen topluma ne mutlu! Gelin de imremeyin!
Bu saptamalar ve güzellemelerden sonra, amatör felsefeciliğimle şu soruları sormadan da yapamıyorum (aslında siz de merak ediyorsunuzdur bunları): Tarafların tezleri nelerdi. Kavgaya yol açan antitez neydi? Kant felsefesi sınırları içinde kalan bir kutuplaşma mı, yoksa Kant felsefesine karşıt, bir başka felsefe mi, kavgayı ateşlemişti ?
Hangi Filozofun tartışılması, böylesi bir kavgaya yol açma olasılığını yükseltir? Öfke kontrolu olmayan Lümpen(!) kişiler Kant‘ı, kavga çıkaracak kadar tartışabiliyorsa, Lümpen kavramını mı, yoksa entelektüel kavramını mı gözden geçirelim? Hekim merakıyla da bir soru soralım: Sinirbilim açısından hangi felsefi düşünce, beyindeki saldırganlık bulgularını canlandırmada, görülebilir ve ölçülebilir kılmada daha etkilidir. Örneğin: İdealizm mi?, Rasyonalizm mi? Materyalizm mi? Pozitivizm mi? vb. Hangisi?
Şu şaka gibi Kant kavgasını bir yana koyarsak, diyeceğim şu ki: Sinirbilim araştırmalarından çıkacak sonuçlar, insanların pek çok davranışlarını anlaşılabilir ve gerektiğinde değiştirilebilir kılacak. O nedenle, gelin siz de Sinirbilim verilerini izleyin.
Orhn
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.