Bir zamanlar, ormanın birinde bir fil ailesi yaşıyormuş. Bunların en küçüğü olan fil yavrusu, inatçının tekiymiş. İnatçılığın yanı sıra bir de yaramazmış ki sormayın. Bir gün ailece yakın akrabalarını ziyarete..
Bir zamanlar, ormanın birinde bir fil ailesi yaşıyormuş. Bunların en küçüğü olan fil yavrusu, inatçının tekiymiş. İnatçılığın yanı sıra bir de yaramazmış ki sormayın.
Bir gün ailece yakın akrabalarını ziyarete gideceklermiş. Yavru fil gitmek istememiş. Baba fil:
–Bizimle gelirsen iyi olur, dediyse de dinletememiş.
–Siz gidin, ben gelmiyorum, demiş.
Anne fil endişeli bir sesle:
–Ama ben burada seni yalnız başına bırakamam, demiş. Sen de bizimle gelmelisin. Yavru fil:
–Hayır, diye diretmiş. Sizinle gelmiyorum işte.
Kardeşleri:
–Haydi inadı bırak da sen de bizimle gel. Burada tek başına canın sıkılır. Orada akrabalarımızın çocuklarıyla oyun oynar, eğleniriz, dedilerse de yavru fil kardeşlerini de dinlememiş.
–Hayır, sizinle gelmek istemiyorum! diyerek kestirip atmış.
Fil ailesi yavru fili orada yalnız bırakarak çekip gitmiş. Yavru fil onlar gittikten sonra bir süre kendi başına orada burada dolaşarak oyalanmış. Daha sonra canı sıkılmaya başlamış. Sıkıntıdan patlayacak gibi olunca da:
–Artık fil olarak yaşamak istemiyorum ben, diye homurdanmış.
‘Ne olursam mutlu olurum?’ diye düşünürken önü sıra zıplayarak giden bir ceylan görmüş.
Ceylanın zıplayarak dolaşması çok hoşuna gittiğinden ceylan olmaya karar vermiş. Ceylan gibi zıplaya zıplaya dolaşmayı denemiş. Ayakları birbirine dolaşınca sırtüstü yere düşmüş.
Ceylan olmanın hiç de eğlenceli bir şey olmadığını anlayınca yeniden, ‘Ne olayım?’ diye düşünmüş. O sırada ağaçtan ağaca atlayan, dalların üstünde zıplayan maymunlara takılmış gözü. Maymun olmaya karar vermiş. Maymunların bulunduğu ağacın altına gitmiş. Ağaçtaki maymunlara:
–Ben de maymun oldum artık, demiş.
Bunun üstüne maymunlar ağaçtan inip yavru filin yanına gelmişler. Kimi filin üstüne çıkmış, kimisi yelken kulaklarına asılmış, kimisi de kuyruğunu sallamış, hortumunu çekiştirmiş. Yavru fil, maymunların elinden güçlükle kurtulup oradan çabucak kaçmış.
Maymunlardan kaçarken bir güvercin görmüş. Güvercin, o ağaçtan ötekine kona kalka uçup duruyormuş. Yavru fil güvercinin bu haline çok özenmiş:
–Ben de güvercin olmayı isterim, bana uçmayı öğretebilir misin? diye sormuş Güvercin:
–Öğretirim elbet, demiş.
İkisi birlikte ormanın kıyısındaki dik yamacın başına gitmişler. Güvercin:
–Haydi uçalım! diyerek kendini yamaçtan aşağı koyvermiş.
Fil de onun gibi yaparak kendini yamaçtan aşağı bırakmış. Güvercin kanatlarını açmış aşağı doğru süzüle süzüle uçuyorken yavru fil koca gövdesiyle paldır küldür aşağı doğru yuvarlanmış. Doğru yamacın dibindeki gölün içine.
Her yanı çamur içinde kalmış Suyun içinden boğulmadan kurtulmaya çalışırken de çok korkmuş:
–Fil olarak kalmam daha iyi, diyerek bundan sonra ailesinin sözünü dinleyip inatçılık etmemeye kendi kendine söz vermiş.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.