Günün Masalı: 6 Mayıs; Aslana Komşu Olmak

Miyav vardı, miyavlar vardı. Bir güzel ülkenin ormanında büyük miyavlardan boz bir aslan kraldı. Orman, meyve ağaçlarınca zengin, dağ sularının ırmaklaşıp aktığı, göllenip çevreyi serinlettiği bir yerdi. Bilmeyen, cennet sanırdı…

Günün Masalı: 6 Mayıs; Aslana Komşu Olmak
Yayınlanma: Güncelleme: 76 okuma

Miyav vardı, miyavlar vardı. Bir güzel ülkenin ormanında büyük miyavlardan boz bir aslan kraldı. Orman, meyve ağaçlarınca zengin, dağ sularının ırmaklaşıp aktığı, göllenip çevreyi serinlettiği bir yerdi. Bilmeyen, cennet sanırdı. Ormanda meyveler çeşit çeşitti: Elma, dut, şeftali, erik…

Miyavlar da çeşit çeşitti: Benekli büyük kedi leopar, kaplan, kulağı püsküllü yaban kedisi vaşak… Büyük kral boz aslanın yuvasının yakınına bir farecik yuva yapıp, yedi yavru doğurdu. Yavrularına, “Bu büyük krala komşu olmak bizi tehlikelerden korur,” dedi. “Ne tilki gelebilir buraya, ne gelincik.” Gerçekten onları kimse rahatsız etmedi. Fare yavruları tez büyür. Büyüdüler, toprağa yeni kanallar açtılar.

Bir gün yavrulardan biri, “Yuvamız öyle büyüdü ki,” dedi, “neredeyse aslanın yuvasının altına ulaştı.” Kardeşlerden öteki, “Ne var bunda?” diye sordu. “Bizim için güvenli değil mi?..” “Güvenli ama toprak çok inceldi. Ne olacak, aslan biraz sevinse, hoplasa, zıplasa incecik toprak dayanamaz ağırlığına.” Anne biraz alayla, “Hoop aşağı bizim yuvaya mı düşer?” dedi. “Bizi mi yer?”

Yavru, “Yemez elbet anne,” diye güldü, “ama altında kalabiliriz!” Başka bir yavru karıştı söze: “Ne yapabiliriz?” “Yeni bir yuva yapalım.” Bu öneriye kimse karşı çıkmadı. Ama yeni yuva yapmak için yardım etmeye de yanaşmadı. Hepsi, “Hele bir başla toprağı oymaya da gelir yardım ederiz sana,” dedi. Ama kimse peşinden gitmedi. Farecik aslanın yuvasına uzakça, kendine göre güvenli bir yer bulup oymaya başladı.

O günlerde bahar yaza dönmeye başlamıştı. Çiçek kokularına erkenci meyve kokuları karışıyor, doğa bir coşkunluğu yaşıyordu. Tüm hayvanlar kendilerince kutluyorlardı baharın mutluluğunu, yazın bolluğunu. Kral boz aslan, krallığındaki herkes gibi coşku duyuyor ama ‘çocuklaştı‘ denmesin diye ağırbaşlı davranmaya çalışıyordu. Sonunda dayanamadı inine döner dönmez hoplayıp zıplamaya başladı ve altındaki toprak çöküverdi… Aslan, farelerin yuvasına yuvarlanırken ayağını kırdı. Ama onun ağırlığı altında kalan farelerden bir ikisi de öldü.

Aslanın yanındaki yuvadan taşınmak gerektiğini ilk söyleyen farecik toprağı oymuş, tüneller açmış, kışlık erzakı biriktirmeye başlamıştı. Ortalıkta ne aslanı ne de kardeşlerini göremeyince kuşkulandı, eski yuvasına gitti. Üç kardeşiyle annesinin ölümünü, aslanın ayağının kırıldığını da orada öğrendi. Sağ kalan üç kardeşinin kiminin beli incinmişti, kiminin ayağı. Onları yüklenip yeni yuvaya taşıdı. Sonra dedi ki: “Kralın komşusu olmak kimi tehlikelerden korur belki. Ama kraldan gelecek tehlikeyi azaltmaz ki.”

Doğru söze ne denir? Miyav denir.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.