Bir zamanlar, ülkelerin birinde, anası babası olmayan küçük bir kız yaşıyordu. Bu kız o kadar yoksuldu ki yatıp kalkacağı bir yeri, içinde uyuyacağı bir yatağı bile yoktu. Sırtındaki giyeceklerden, elindeki..
Bir zamanlar, ülkelerin birinde, anası babası olmayan küçük bir kız yaşıyordu. Bu kız o kadar yoksuldu ki yatıp kalkacağı bir yeri, içinde uyuyacağı bir yatağı bile yoktu. Sırtındaki giyeceklerden, elindeki bir parça ekmekten başka bir şeye sahip değildi.
O ekmek parçasını da merhametli biri acıyarak tutuşturmuştu eline. Buna karşılık kızın altın gibi bir kalbi vardı. Dürüstlükten hiç ayrılmaz, hiç kimseden yardım istemezdi. Yalnız Tanrı’nın koruyuculuğuna güvenirdi. Bu güvenle bir gün yollara düştü. Yolda giderken karşısına bir adam çıktı. Kıza:
–Açlıktan ölüyorum, ne olur, bana bir parça ekmek verir misin? diye yalvardı. Kız da elindeki bir parça ekmeğin hepsini adama verdi.
–Yolun açık, kısmetin bol olsun! diyerek yürüyüp gitti.
Bir süre gittikten sonra, ağlayıp sızlayan bir çocukla karşılaştı. Çocuk gözyaşları içinde:
–Başım soğuktan donuyor, ne olursun şapkanı bana verir misin? diye yalvardı. Kız hiç düşünmeden başındaki şapkayı çıkarıp üşüyen çocuğa verdi.
Biraz daha yürüdükten sonra karşısına bir başka çocuk çıktı. Çocuğun sırtında ceket yoktu. Bu yüzden üşüyordu. Kız, kendisinin üşüyebileceğini düşünmeden, sırtındaki ceketi çıkarıp çocuğa verdi.
Biraz ilerledikten sonra başka bir çocuğa rastladı. Onun da yeleği yoktu. Kız, yeleğini çıkarıp bu çocuğa verdi. Üstünde bir tek gömlekle kaldı. Gide gide bir ormana vardı. Hava kararmış, ortalığı karanlık basmıştı. Burada da karşısına bir çocuk çıktı. Onun da sırtında gömleği yoktu. Kızdan gömleğini vermesini istedi. Kız, bir an düşündü. Gömleğini sırtından çıkarırsa çıplak kalacaktı. Bu nasıl olurdu? Biraz düşündükten sonra kararını verdi: ‘Nasıl olsa gece olup ortalık karardı, bu karanlıkta beni kimse göremez, çıplaklığımı fark etmez,’ diye düşünerek üstünde son kalan giyeceğini de çıkarıp çocuğa uzattı.
Oracıkta öylece çırılçıplak dikilip kalmıştı. Üşüyordu ama yaptıklarına pişman değildi. Kollarıyla gövdesini sararak ısınmaya çalışıyordu. Orman karanlık ama gökyüzü ışıl ışıldı. Pıtırak gibi yıldızlarla doluydu. Ona göz kırpar gibiydiler.
–İyilik karşılıksız kalmaz! diyorlardı sanki.
Kız, gülümseyerek yıldızları izliyordu. Tam o sırada yıldızlar birbiri arkasına kaymaya başladı. Bu bir yıldız yağmuruydu. Düşen bütün yıldızlar önünde toplanıyor, her biri çil çil altına dönüşüyordu. Çevresi altınla dolmuştu. Altınları toplamak için eğilince üstünde, çocuğa verdiğinin yerine yepyeni bir gömlek bulunduğunu hayretle gördü. Hem de en şık kumaştan yapılmış bir gömlekti bu. Altınlar gibi göz kamaştırıyordu. Yoksul kız, gökyüzünden yağan altınları gömleğinin eteğine topladı. Böylece ona ömrü boyunca yetecek kadar paraya kavuştu. Zengin olup mutlu bir yaşam sürdü.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.