Günün Masalı: 21 Temmuz; Sağlık Elması

Bir zamanlar ülkenin birinde bir kral vardı. Bu kralın tek çocuğu narin bir kızdı. İkide bir hastalanırdı. Prenses yine hastalanıp yataklara düşünce doktorlar krala dedi ki: “Elma diye bir meyve..

Günün Masalı: 21 Temmuz; Sağlık Elması
Yayınlanma: Güncelleme: 76 okuma

Bir zamanlar ülkenin birinde bir kral vardı. Bu kralın tek çocuğu narin bir kızdı. İkide bir hastalanırdı. Prenses yine hastalanıp yataklara düşünce doktorlar krala dedi ki: “Elma diye bir meyve vardır. Kızınız o meyveden bol bol yerse, güçlenip kuvvetlenebilir. Her gün bir elma yemeyi sürdürdüğünde de hiç hastalanmaz.” 

Elmanın nasıl bir meyve olduğunu bilmeyen kral, ülkede tellallar dolaştırarak elma yetiştirenlerin saraya elma getirmesini istedi. Kimin getirdiği elma prensesi iyileştirirse, kızını onunla evlendirecekti. Kralın bu isteğini pek fazla insan ciddiye almadı. ‘Ama o sıska prenses elmayla iyileşmez. İyileşse de kral kızını bana vermez,’ diye düşündü çoğu. Ama çiftçinin biri, ‘Bahçede bunca elma ağacı var. Üç oğlumdan birinin götürdüğü elma prensesi iyileştirirse elmamın ünü duyulur,’ diye düşündü… ‘Kral kızını vermese de ödül verir.’ Hemen büyük oğluna dedi ki: “Oğlum, git bahçedeki al yanaklı elmalardan bir sepet topla da saraya götür.” Delikanlı babasının isteğini hemen yerine getirdi. Tellalların kral kızı ile ilgili bildirilerini o da duymuştu. Yolda bir cüceye rastladı. Cüce, “Delikanlı sepetinde ne var?” diye sordu. Delikanlı, ‘Bu mendebur cüce sepetimde elma olduğunu öğrenirse ister,’ diye düşündü. Cüceye, “Kurbağa,” yanıtını verdi. Cüce gülerek, “Öyle olsun ve öyle kalsın,” dedi. Delikanlı saraya ulaşınca, kralla konuşmak istedi. Krala elmalarını övdü. Kral kızını çağırdı. Prenses elma sepetini açar açmaz içinden dışarı kurbağalar sıçrayıvermez mi?.. Prenses hemen korkudan bayıldı. 

Delikanlıyı saraydan kovdular. O da evine dönüp babasına başına gelenleri anlattı. Çiftçi bu sefer ortanca oğluna, “Oğlum, bahçedeki kokulu sarı elmalardan bir sepet doldur da saraya götür,” dedi. “Belki prenses bu elmaları beğenir.” 

Bu delikanlı da hevesle topladı elmaları. Ama onun yoluna da aynı cüce çıktı, sepette ne olduğunu sordu. Delikanlı cüce istemesin diye, “Sepette kirpi var,” dedi. Cüce güldü ve, “Öyle olsun ve öyle kalsın!” dedi. Delikanlı saraya ulaşınca, kralın yanına çıktı. Elmalarını övdü. Prenses gelip elmaları görmek istedi. Sepete elini sokunca eline kirpinin dikenleri battı. Sinirden ağlayarak fırlayıp gitti salondan. Delikanlı bir temiz dayak yiyip saraydan kovuldu. 

Delikanlı yara bere içinde evine dönüp babasına anlattı olan biteni. O da, “Ne yapalım şansımız yokmuş,” dedi. Ama küçük oğul, “Baba bir kez de ben götürsem elma sepetini saraya,” dedi. Babası, “Kardeşlerinin başaramadığını sen nasıl başarırsın!” diye tersledi delikanlıyı. Delikanlı, “Ne olur baba ben de gideyim,” diye yalvardı. “Hangi elmadan toplayayım?” Çiftçi, “Hangisini istersen götür,” dedi. “Nasılsa başaramazsın.” 

Delikanlı bahçeye gidip her ağaçtan bir iki elma seçip topladı… Ve erkenden çıktı yola. Yolda o da rastladı cüceye. Cüce ona da sordu: “Ne var sepetinde?” Delikanlı, “Elma var,” dedi. “Prenses bu elmaları yiyince iyileşecek.” Cüce gülümsedi ve, “Öyle olsun ve öyle kalsın,” dedi. Delikanlı saraya ulaştığında onu içeri sokmak istemediler. “Önüne gelen elma getirdik diye geliyor, abuk sabuk şeylerle prensesi hasta ediyorlar,” dedi nöbetçiler. Delikanlı yalvardı yakardı, nöbetçilere elmalarını kontrol ettirdi ve girdi saraya. Prenses daha sepetteki elma çeşitlerini görür görmez, kokularını duyar duymaz içi aydınlandı sanki. Elmadan ilk ısırığı alır almaz da yüzüne renk geldi. 

Prenses elmaları yiyince iyileşmeye başladı. Kral da çiftçinin küçük oğlunu yanına çağırdı, delikanlıya ne ödül istediğini sordu. Delikanlı kızararak, “Her gün ona elma getirmeme izin vermeniz benim için bir ödül,” dedi. Kral şaştı, “Neden?” Delikanlı, “Ben kızınıza hayran oldum,” dedi. “Onu her gün görmekten başka bir ödül istemem.” Kral, “Kızımı sürekli görmenin başka bir yolu da var,” dedi. Delikanlı, “Var ama,” dedi, “bu kararı kızınız vermeli.” Kral kızına delikanlı ile evlenmek isteyip istemediğini sordu. Kız, 

bu açık sözlü, sağlıklı delikanlıdan hoşlanmıştı. 

Sonunda herkes muradına erdi. Delikanlı prensesle evlendi. Çiftçinin elmaları ünlendi, öteki oğulları da doğru sözlü olmanın önemini anladı.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.