Günün Masalı: 1 Mayıs; Torbada Ne Var?

Var varanın, sür sürenin, izinsiz bağa girenin yediği üzüm boğazında kalır. Kimi her gördüğü keleği karpuz sanır, kimi ucuza ne bulsa alır. Demişler atalar: ‘Bahçende varsa elma, gidip de borca..

Günün Masalı: 1 Mayıs; Torbada Ne Var?
Yayınlanma: Güncelleme: 47 okuma

Var varanın, sür sürenin, izinsiz bağa girenin yediği üzüm boğazında kalır. Kimi her gördüğü keleği karpuz sanır, kimi ucuza ne bulsa alır. Demişler atalar: ‘Bahçende varsa elma, gidip de borca hurma alma.’ Ataların sözünü bugünlerde dinleyen olmaz. Boş lafla torba dolmaz. Ama bu masal bir torba masalı. Ta Irak‘tan gelmiş, yüzlerce yıl olmuş söyleneli. Yanaklarından öperim dinleyeni.

Bir varmış, bir yokmuş. Pazar yerinde hem satan hem alan çokmuş. Bu pazarcılardan biri, bir gün Bağdat‘ın ünlü pazarında tezgâh açmış, müşteri bekliyormuş. Birden tezgâhının kenarına bırakılmış bir torba görmüş. Tam uzanıp alacakmış ki, oradan geçen bir yolcu, torbayı alıvermiş. Bizimki hemen çığlığı basmış: “Yetişin, yetişin hırsız var. Torbamı çalıyorlar!” Pazardaki kollukçular yetişmiş, adamı tutmuş, adam bir köylüymüş. Kollukçulara, “Torba benim,” demiş. “Az önce alışveriş ederken unuttum orada.” Kollukçular dönmüşler çığlıkla kendilerini çağırana. O da: “Hayır benim o torba… Bu adam çalıyor onu,” diye yinelemiş. Kollukçular ne yapsın, alıp ikisini ve torbayı gitmişler Kadı‘ya. O dönemin yargıcı olan Kadıların en ünlüsüymüş adam. Sormuş hemen: “Hanginiz şikâyetçisiniz? Nedir şikâyetiniz?” Köylü demiş ki hemen: “Allah sizden razı olsun. Şu gördüğünüz torba ve içindeki her şey benim. Onu bu pazar kalabalığında yitirmiştim. Bugün bu adamın tezgâhında görünce almak istedim.” Kadı sürdürmüş sorularını: “Ne zaman yitirdin torbanı?” Köylü hemen yanıtlamış: “Dün akşamüstü. Bu yüzden bütün gece uyumadım.”

Kadı, “Peki oğlum,” demiş, “neler vardı torbanda?” Köylü hemen saymaya başlamış: “Torbamda neler yoktu ki efendim, bir gümüş sürmelik, bir gümüş hokka, bir mendil, yaldızlı bir düzine bardak, iki meşale, bir yastık, bir yatak, iki halı, iki su kabı, iki leğen, iki kaşık, bir gebe kedi, bir gebe köpek, iki eşek, bir inek, bir dişi aslan, iki kuzu, iki deve ve bu torbanın benim olduğuna tanıklık edecek köyümün bütün erkekleri…”

Kadı bu sözlere gülmek istemiş ama gülememiş. ‘Hay Allah layığını versin,’ der gibi sallayıp başını, satıcıya dönmüş: “Sen bu adamın söylediklerine karşı ne diyorsun?”

Satıcı, büyük bir rahatlıkla konuşmaya başlamış: “Bu torba benim. Sabah uğur getirsin diye tezgâhın yanına elimle koydum.” Kadı sorgusunu sürdürmüş: “Ya senin torbanda neler vardı?” Satıcı hemen başlamış sıralamaya: “Ey adaletiyle ünlü Kadı, torbamdakileri, harap bir köşk, bir okul, bir balıkçı ağı, beş güzel çocuk, on iki genç kız, bir de bu torbanın benim olduğuna tanıklık edecek bir kervancı.”

Kadı‘nın bu söylenenler karşısında dili tutulmuş. O daha sesini çıkaramadan, basmış çığlığı, köylü:

Ey Kadı, bil ki benim torbamı herkes bilir ve tanır. Torbamı yitirmekten duyduğum üzüntüyle unuttuklarımı da ekleyeyim. Benim torbamda ayrıca bir kent ve on kule, iki mızrak, iki tay, iki tavşan, bir de papaz vardı…”

Kadı konuşamadan bağırmış satıcı: “Benim torbamda da kayda geçmesi unutulmuş eşyalar ve insanlar var, kaydetsin kâtipler: Çiçek dolu bir bahçe, iki üzüm bağı, bir sürü inek, beş Habeş kadını, iki hamam, bir de camii vardı torbamda.”

Kadı bu torba için sayılıp dökülenlerin akıl almazlığı karşısında sinirden, şaşkınlıktan konuşamıyormuş bir türlü. Köylüyle satıcıysa akıllarına gelen her şeyi ekliyorlarmış: “Üç öksürük, beş kahkaha da vardı benim torbamda.” “Benimkinde hıçkırıklarla kâbuslar vardı, bir de baş ağrısı ilacı.” Sonunda Kadı olanca öfkesiyle kükremiş: “Siz benimle ve yasayla alay mı ediyorsunuz? Sizin işiniz gücünüz yok mu? Yoksa bu torba dipsiz bir uçurum mu?” Ve mahkemenin görevlisine işaret edip torbayı açtırmış: Torba boş gibiymiş. Görevli torbayı silkeleyince torbadan bir iki zeytin çekirdeği dökülmüş. Torbadan dökülenleri görünce hem köylü hem de satıcı: “Bağışlayın Kadı hazretleri, yanılmışım, bu torba arkadaşın olmalı,” gibi bir şeyler mırıldanıp dışarı fırlamışlar. Öyle gülmüş ki Kadı, görevlileri peşlerinden yollamamış.

Bu torba masalı, kolayca mal edinme merakının insanı nasıl saçmalattığının örneği olarak hep anlatılmış.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.