Eskiden Burma ya da Birmanya denilen, günümüzde Myanmar Birliği olarak anılan bu ülke Güneydoğu Asya‘dadır. Küçük küçük toplulukların birleşmesinden oluşan ülke, kuzeyde Çin, doğuda Laos ile Tayland, kuzeybatıda ise Bangladeş..
Eskiden Burma ya da Birmanya denilen, günümüzde Myanmar Birliği olarak anılan bu ülke Güneydoğu Asya‘dadır. Küçük küçük toplulukların birleşmesinden oluşan ülke, kuzeyde Çin, doğuda Laos ile Tayland, kuzeybatıda ise Bangladeş ile Hindistan‘la komşudur. Ülkede ormanlarından elde edilen kereste ile ham kauçuk pirinç üretimi yapılmaktadır.
Bu ülkenin uçsuz bucaksız pirinç tarlalarının yer aldığı köylerinden birinde küçük Kin Po, pirinci kabuklarından ayırmak için harman dövmeye gelmişti. Kocaman mandası Tikki‘yi pirinçleri ezmesi için hareket ettirmeye uğraşıyordu. Manda yere çakılmış gibi kımıldamadan duruyordu. Kin Po, elindeki değneği havada sallayarak söyleniyordu. Sonunda, öfkeyle:
–Seni gidi karafatma, al sana! diyerek değneği mandanın sırtına indirdi. Hayvan gene de bana mısın demedi.
Kin Po, çaresizce çevresine bakındı. O sırada bambuların arkasından çıkan ağabeyi, harmanın yapıldığı açıklığa hoplaya zıplaya geldi.
–Ne var? dedi, canın sıkılmışa benziyor.
Kin Po, kızgın kızgın mandayı değneğiyle dürterek homurdandı:
–Şu bizim Tikki’ye baksana, pirinçlerin kabuklarından ayrılması için harman yerinde dolaşması gerektiğini bildiği, buna yıllardır alışık olduğu halde bugün bu görevini unutmuşa benziyor.
Manda, yakıcı Burma güneşinin altında uykulu gözlerle çocuklara bakıyordu. Ağabeyi, sırtında taşıdığı bambu çubuklarını yere bıraktı:
–Üzülme, değmez, dedi. Ben Tikki’ye harman yaptırırken böyle inatçılık ettiğinde uygun adım yürürdüm. O zaman o da bana uyardı. Sen de öyle yap istersen.
Bunları söyledikten sonra bambu çubuklarını yüklenip evlerinin yolunu tuttu. Ağabeyi gider gitmez Kin Po, harman yerinde ayaklarını birleştirerek hazırola geçti. Ardından:
–Uygun adım, marş! diye uyuklayan mandaya bağırdı. “Bir, ki, sol, sağ,” dediyse de manda yerinden kıpırdamadı. Hızlı saydığını düşünerek bu kez yavaş yavaş:
–Bir…ki…sol…sağ… demeye başladı.
Uyuşuk manda, yerinde şöyle bir kıpırdamakla yetindi. Kin Po, bağırarak mandaya ağzına geleni söyledi.
O sırada ablası öğle azığını getirmişti. Tikki‘yle uğraştığını görünce:
-Kendini bu kadar yormana gerek yok, dedi. Bütün yapacağın iş, ağacın gölgesine oturup çamurları yuvarlayarak mandanın üstüne atmak. Onu hareket ettirmenin en kolay yolu budur.
Kin Po, ablasının dediğini de yaptı. Manda, yerinden kıpırdayarak Kin Po‘ya yaklaştı. Ama harman çevirmek için değil, Kin Po‘nun attığı serin serin çamurlardan daha çok yararlanmak için.
Bu durumda Kin Po, avazı çıktığı kadar bağırıp çağırmaya, elindeki değnekle hayvanı dürtmeye başladı. Manda, harman yerinde ağır ağır dolanmaya koyuldu.
Çocuğun bağırtısına amcası koşup gelmişti. Kin Po, bütün olan biteni anlattı. O bunları anlatırken manda uykulu uykulu çocukla amcasının yüzüne bakıyordu. Harmanın orta yerinde durmuş, üstüne konan sineği kovmak için kuyruğunu kıpırdatmaya bile üşeniyordu. Amcası, Kin Po‘nun Tikki‘yi yürütmek için yaptıklarını sonuna kadar dinledikten sonra:
–Tikki’nin senden istediği başka bir şey var, dedi. Onunla ilgilenmeni, ona sevgiyle davranarak kendisiyle övündüğünü söylemeni istiyor.
Kin Po, amcasına hak verdi. Mandanın sırtına atlayarak ona övgü dolu sözler söylemeye başladı. O zaman Tikki, çevik adımlarla harman yerinde dönenmeye koyuldu. Hayvanın ayakları altında beyaz pirinçler kara kabuklarından sıyrılıyordu. Kin Po, mandanın sırtında övgü dolu sözlerini bir şarkı gibi yineliyordu:
–Sen Burma’daki mandaların en güçlüsüsün. On file bedelsin. En akıllı, en zekisisin. Üç bilgine bedelsin. En güzelisin. Dünyaya bedelsin.
Kin Po‘nun bu güzel sözlerine ayaklarını uyduran Tikki, güçlü adımlarıyla harman yerini fır dönüyordu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.