Aşı karşıtlığını savunma

Salgın,  ders almamızı gerektiren pek çok yanlışımızı apaçık ortaya koydu. Bizi zorlamaya devam edecek gibi görünüyor. Ne var ki, onunla baş edebilme umudumuzun doğduğu şu sıralarda,   aşı karşıtlığı (ona..

Aşı karşıtlığını savunma
Yayınlanma: Güncelleme: 262 okuma

Salgın,  ders almamızı gerektiren pek çok yanlışımızı apaçık ortaya koydu. Bizi zorlamaya devam edecek gibi görünüyor. Ne var ki, onunla baş edebilme umudumuzun doğduğu şu sıralarda,   aşı karşıtlığı (ona kestirmeden karşıtlık diyelim )  olgusu gündeme getirildi.

Salgın nedeniyle zaten varolan umutsuzluk, güvensizlik kararsızlık ve korku hissi arttı. Dolaşıma sokulduğunda ise toplum sağlığını daha da  tehdit edebilir.

Son aylarda konuyla ilgili bilimsel makalelerin dikkat çekecek kadar artması, bu telaşın göstergesi.

Karşıtlığının, bireyin ifade özgürlüğü, örgütlenme hakkı gibi demokratik haklarından bir parçası olduğu ifade edilir önce. Karşıtlığı savunanlar, aslında kendilerinin aşı karşıtı olmadıklarını hatırlatırlar. Savunmayı, başkalarını aşıyla ilgili konularda  bilinçlendirme için yaptıklarını ifade ederler. Eylem olarak Karşıt olma ile karşıtlığı fikir olarak savunma farklı şeyler olduğunu varsayarlar

 “Aydın” azınlığın, “aydın olmayan çoğunluğu”   “aydınlatma”  görevi gibidir onların bu savunması.

“Karşıtlığı savunma” dosyasına iddiaları güçlendirme için bazen  tıp bilgileri eklenir.  O zaman, beklentinin tersine,  savunma zora girer  Çünkü, demokratik denen talepler “aydınlatma” bilgilerine, onlar da  bilimsel bilgilere bulaşır.  Farklı kategorilerin beraberliği, anlamsız bir bulamaç çıkarır ortaya.

Buna rağmen soralım. Aşı karşıtlığı ne menem bir iştir? Nasıl yapılır?

Karşıtlığının savunulmasında ilk göze batan, belirgin mantık yanlışları taşıdığıdır. Bunlar yanıltma amacıyla,   bilinçli yapılmış yanlışlarıdır.

En sık yapılan yanıltma şudur:

Kişilerin “aşıya inanma hakları” olduğu gibi, “aşıdan kuşku duymaya” da hakları olduğu ileri sürülür ve aşıyı sorgulamak istedikleri vurgulanır. Ancak buna engel olunduğu dillendirilir. Bilimi kullanarak baskı yapılmıştır kendilerine.

Karşıtlık savunucularının bu başlangıç retoriğinin arka planı ise farklıdır.

Amaç,  demokratik haklarını savunuyor görüntüsü altında aşı karşıtlığın dolaşıma sokulmasıdır Bunu yaparken Aşı karşıtlığı ile demokratik talepler arasında parallellik varmış algısını yaratmaya çalışılır.

Böylelikle önce, genel kabul gören, bir meşru demokratik bir talep ileri sürülür, sonra bunu basamak olarak kullanıp  aşı karşıtlığına  meşruiyet  istenir

Bu tarzdaki akıl yürütme açık bir yanıltmadir. (İllicit Subcontrary), ya da (Existential Fallacy) grubuna girer Hatalı alt karşıtlık ve Varoluşsal Safsata olarak adlandırılır

 Aşı karşıtlığının başka türden aldatma ve yanıltmaları da vardır.

Bilim insanlarının ve toplumun yerleşmiş görüşü, aşının salgını giderek söndüreceği yönündedir.

Aşı karşıtlarının görüşü ise, aşıların ağır yan etkilerinin zamanla ortaya çıkacağı, şaibeli ilişkiler sonucu imal edilen aşıların topluma adeta dayatıldığı, bu nedenlerle de “Aşının kuşkulu” olduğu yönündedir.

 Doğru ile yanlış arasındaki ayrımı yapan ve bunun kurallarını ifade eden disiplin Mantık dır. Aşı karşıtlığının argümanlarını, ve argümanları oluşturan öncülleri, çıkarımları ve sonuçları bu mantık kuralların rehberliğinde incelemek doğru olur.

Aşı karşıtığındaki Argümanın ögeleri basitleştirilmiş ifadelerle :

  • Hastalıkların çeşitli nedenleri vardır.(öncül)

  • Kimi aşıların yeni hastalıklara neden olduğu görülmüştür (öncül)

  • Corona aşısı da bir aşıdır.(çıkarım)

  • O halde Corona aşısı kuşkuludur (sonuç)

biçiminde olmalıdır.

Aşının uygulanıp uygulanmaması kararı ise  genellikle bulanık bırakılır. Ancak yaratılmak istenen algının, “aşı yapılmasın” yönünde olduğu bellidir.

Doğru çıkarım için doğru öncüller gerekecektir. Ayrıca,öncüllerin sonucu kaçınılmaz kılıp kılmadığının da sorgulaması gerekir.

Bir Argümanın geçerliliği (validity), çıkarımda öncülleri doğru kılan sebeplerin sonucu da doğru kılması halidir çünkü.

Bu açıdan bakıldığında:

Birinci öncül doğrudur, hastalıkların pek çok nedeni olabilir bir kısmı bilinmekte bir kısmı henüz bilinmemektedir.

Bugün   “Büyük veri analizi ve “kanıta dayalı Tıp”,  hastalıkların nedenlerini belirleme için titizlikle kullanılır. Bu süzgeçten geçmiş bilgiler doğru kabul edilir,

Sonraki öncül ise yanlıştır. İki nedenle;

Aşı, antikor oluşturarak kişiyi hastalıktan korumak içindir. . Tıp, her ne kadar, “önce zarar verme”  ilkesine bağlı olsa da, hiçbir uygulamanın (tıbbi, cerrahi ya da tanısal) istenmeyen durumla karşılaşma olasılığı “sıfır” olmaz.

0 nedenledir ki, tıp için “yararlı olacağı düşünülen bilgilerin kabul edilmiş rizk hududu içinde hastaya uygulanma sanatıdır”denir.

Komplikasyon olacağı korkusuyla bir ameliyattan kaçınılamaz, Çıkacağı belli olmayan komplikasyon korkusuyla, aşıdan vazgeçmek de tıp pratiğine aykırıdır.

O halde Tıp pratiği açısından yanlış olan ikinci öncül mantık disiplini açısından da yanlıştır.

Tıpda tekil gözlemlerdeki bulgulardan yola çıkarak yapılacak tümevarımsal çıkarsama her zaman kuşkuludur.   Aşı yapılan kişide gelecekte X hastalığının çıktığının görülmesi hastalığın nedeninin aşı olduğunu göstermediği gibi diğer kişilerde de X hastalığı çıkacağını da göstermez. Büyük veri analizi ve kanıta dayalı tıp, zaten bu yanlışa düşmemek için kullanılır.

Mantık ilkeleri açısından ifade edilecek olursa, öncülü doğru kılan bir sebep  olmadığı için sonucun  doğru kılınması da mümkün değildir. Argümanın sonucunun “Aşı olunmasın” gibi bir hükümde ifade edilmesinin,  mantık disiplini açısından yanlış olmasının nedeni budur.

Mantık diliyle kestirmeden söylenecek olursa, argüman geçerli değildir.

 Felsefecilerin pek severek tekrarladığı Latince bir ad verilmiş buna:  A Dicto Secundum Quid Ad Dictum Simpliciter.  “Genelleştirme safsatası” anlamında.     Yalnızca sınırlı yada özel bir durum için geçerli olan bir önermeden kalkarak tüm durumlar için genelleme yapma   yanıltmasını tanımlar bu ad.

Aşı karşıtlığı, “Aşılar yeni hastalıklar yaratır” yanlış  argümanını üzerinden savunmaya çalışılırken,  yanlışlığının gizlenmesi için onun bir hipotez olduğu ileri sürülür ve, hipotezin doğrulanması için de üzerinde bilim insanlarının çalıştığı söylenir.

Ne var ki Geçerli olmayan (invalid) argumanlarla hipotez kurulamaz.

Tıpta tekil gözlem bulgularından tümevarımsal çıkarsama yapmak mantık ilkelerinin yanlış kullanımıdır.

Yanlış kurulmuş bir hipotezin doğrulanma olanağı yoktur. Bilim insanları doğru kurgulanmamış hipotezin kanıtlanması için uğraşılmayacağını bilirler.

Oysa çıkarsama, tümdengelimsel olarak, doğru öncüllerle  yapılabilmiş olsa belki bir hipotez kurulabilir.   Bunun koşulu gene argümanın doğru öncüllerle yapılması olacaktı.

  • X.hastalığı olan tüm kişiler aşılıdırlar

  • Aşı hastalıklara yol açar

  • O halde, X.hastalığının nedeni aşıdır.

 tarzındaki bir argüman, mantık kuralları yönünden biraz daha geçerli gibi görülse de, bu argümana dayanarak kurulacak hipotez zayıftır.

Kanıtlanması neredeyse mümkün değildir.

Çünkü Hipotezin bu doğrulanması için ilkin, X hastalığı olan kişilerin aşılama öncesi  tüm biyolojik özelliklerinin molekül, hatta molekül altı yapılara kadar bilinmiş olması gerekirdi.  Ardından aşının bu biyolojik yapıların nerelerine nasıl etki ettiğinin belirlenmesi; daha sonra da oluşan değişiklerin X hastalığının gerçek altyapısı olup olmadığının tüm X hastalarında saptanması gerekirdi.

Aşı ile X hastalığı arasındaki nedensel ilişki böylesi çok uzun bir süreçten sonra ancak gündeme getirilebilirdi.

Hal böyle iken Aşı karşıtları, tıbbın bir bilim olmadığını gerekçe göstererek ondan kuşku duyulabileceğini ileri sürer.

Oysa “Kuşku duyma hakkı”nın,  hangi gerekçelerle ifade edilmiş olursa olsun Mantık ilkelerinin önüne geçirilmemesi gerekir.

Bir düşünce akışı içinde başlangıç noktasından bir sonuca giderken,

yanıltma amaçlı kullanılan hatalı bağlantılara günlük hayatta “boş söz” “yanlış bilgi”, “hurafe”, “mantık hatası” “yaygın akıl yürütme hataları”gibi farklı sözler kullanıyoruz.

Bunun için Frenkçe’deki karşılığı “Fallacy”. Bizdeki karşılığı yanıltma ya da “Safsata” dır

Bilimsel makalelerde “Fallacy” olarak geçiyor.

Safsatalar için kılavuzlar, küçük ansiklopediler bile var artık. Sınıflandırılmış olarak çeşit çeşit safsataları buralarda bulabiliyoruz.

Safsata türlerini tararken, rastladığım bir tanesi pek tanıdık geldi.

Latince olarak ad Verecundiam yani “Otoriteye başvurma Safsatası”.

“Vardır bir bildiği safsatası”da denebilir buna. Otoriteye haddinden fazla, bazen de uzmanlık alanı dışında başvurmak anlamındaki bir safsata türüymüş bu.

Başka alanlarda olduğu gibi Aşı karşıtlığının, savunulmasında da sık başvuruluyor buna. Ne de olsa, bu safsata türü ile meşrulaşmayacak hiçbir şey kalmadı!

Sözün özü:

“Düşünmek İlla bir şeyi sorunlaştırmak değildir”

“Bazı yanlışlar doğrunun düşmanıdır”.

“Yanlış iletkeni olmak yanlıştır”.

Prof. Dr. Orhan Arıoğul

KAYNAKLAR

Safsatalar ansiklopedisi, I.Tolstoyevski Epsilon Yayınevi 2020 Yayın Yön. Aslı Tunç

Safsata Kılavuzu, Alev Alatlı Boyut Yayınevi 2001

Şüphe duyulmazsa gerçek bulunmaz. S.Yalçın, Sözcü Gazetesi, 13.12.2020

Fact vs Fallacy: The Anti-Vaccine Discussion Reloaded

Lucas B. Stolle, Rohit Nalamasu, […], and The NEMA Research Group

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7509825/

Not: Sözün özü’ndeki tümceleri Nermi Uygur Denemeleri’nden esinlenidim. Benim “bir bilen”im o olduğu için..

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.