Kıbrıs Barış Harekatı’nı 50. Yılı dolayısıyla hazırladığım BİR DAHA ASLA-YAVRUVATAN’DA TÜRK (SOY)KIRIMI kitabımıza KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin TATAR bir önsöz ile önemli bir katkıda bulundu. Sayın Tatar’ın önsözünü sunuyorum: Değerli..
Kıbrıs Barış Harekatı’nı 50. Yılı dolayısıyla hazırladığım BİR DAHA ASLA-YAVRUVATAN’DA TÜRK (SOY)KIRIMI kitabımıza KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin TATAR bir önsöz ile önemli bir katkıda bulundu. Sayın Tatar’ın önsözünü sunuyorum:
Değerli okurlar,
Sayın Abdullah Gürgün’ün kaleme aldığı Bir Daha Asla isimli ve Kıbrıs’ta Türk Soykırımını anlatan bu değerli esere birkaç kelime de olsa katkı koymaktan dolayı duyduğum mutluluğu sizinle paylaşmak istiyorum.
Tarih boyunca Kıbrıs, coğrafi konumu nedeniyle birçok medeniyet için Akdeniz’in en önemli noktası olmuştur. Venedikliler adayı politik nedenler yanında ticari kaygılar için kullanmışlardı. Osmanlı Devleti’nin Akdeniz çevresinde kurduğu hükümdarlıktan sonra Kıbrıs’ın fethi zorunlu hâle gelmişti. Kıbrıs’ın fethine sebep olan en önemli etken adanın siyasi ve stratejik durumu idi. Osmanlı kıyılarının ortasında bulunan Kıbrıs’ın, Osmanlı düşmanlarının idaresinde olması, devlet için büyük bir tehlike arz etmekteydi. Tüm bu gerekçelerin ardından Osmanlı Devleti, uzun süren deniz ve kara kuşatmasının ardından Mağusa Kalesi’nin de 1 Ağustos 1571 tarihinde fethiyle birlikte Kıbrıs’ın tümü Osmanlı egemenliğine girdi.
Kıbrıs’ın fethiyle birlikte Osmanlılar, adadaki halka geleneksel hoşgörü politikasını uygulamışlardır. Osmanlılar adayı, elinden aldıkları Venedikliler gibi askeri veya ticari amaçlı üs olarak görmemişler, vatan toprağı kabul edip halkın ihtiyaçlarını karşılamak için imar ve iskân politikaları uygulamışlardır. Kıbrıs’ı şenlendirme (nüfus yerleştirme) yapmışlar, Anadolu’nun farklı yerlerinden, farklı meslek gruplarından Kıbrıs’a nüfus yerleştirmişlerdir. Osmanlı, Ada’da kendi idari düzeni kurmuştur.
Kıbrıs’ın Rumca konuşan halkı, din hürriyetini de dil hürriyetini de Türklerin hoşgörülü idaresine borçludur. Kıbrıs, Latinlerin işgali altındayken Ortodoks kilisesi kapatılmış, Ortodoks başpiskoposluğu ortadan kaldırılmış ve dilinin konuşulması men edilmişti. 1571 yılında Osmanlı Devleti, ardından II. Selim’in oğlu üçüncü Murat döneminde Kıbrıs Ortodoks başpiskoposluğu tekrar oluşturuldu. Osmanlı Devleti, Ortodoks Hıristiyan kilisesine özerklik vererek dinlerini özgürce yaşamaları sağladı. Görüldüğü üzere Türk’ün kudreti ve hoşgörüsü sayesinde Kıbrıs’ta Rumlar özgürce yaşam sürdüler.
Osmanlı Devleti’nin, o günkü şartlar gereği, 1878 yılında Kıbrıs’ı İngilizlere kiralamasıyla 5 Kasım 1914 tarihinde İngilizler Kıbrıs’ı tek taraflı olarak işgal etmişlerdi. 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan 143 maddelik Lozan Barış Antlaşması’nın 16., 20., 21. maddeleri Kıbrıs’la ilgilidir. Lozan Antlaşması’nın 16. maddesinde Kıbrıs’ın statüsünde bir değişiklik yaşanması durumda Kıbrıs üzerinde Türkiye’nin hakkı saklı tutulmuştur diyordu.
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Türkleri dışarı atıp 1963 yılından 1974 yılına kadar ENOSİS hedefiyle Kıbrıs Türkleri’ni yok etmeye çalışan bir zihniyete karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin, Lozan Antlaşması’nın 16. maddesindeki haklarını kullanarak 1974 yılında adaya barış getirmek amacıyla müdahale etmesinin bu yıl 50. yıldönümünü kutluyoruz. Kıbrıs Türk mücadele tarihinde büyük öneme haiz bu tarihten bugüne kadar çatışma yaşanmamış bireysel birkaç çıkış haricinde kimsenin burnu kanamamıştır.
“Geçmişi unutalım geleceğe bakalım” aldatmacalarıyla Rum liderliğinin oyunlar peşinde olduğunu, amaçlarının değişmediğini akıldan çıkarmayalım.
Kıbrıs Türk mücadele tarihi, iyice öğrenilmesi ve geleceğin temkinle kurulmasını gerektiren acı derslerle doludur.
Rum’un tarihi boyunca yönetmediği Kıbrıs Adasında Egemen Eşitliğimiz ve Eşit Uluslararası Statümüzün tanınmadığı hiçbir antlaşma modelini asla görüşmeyeceğiz.
Bu vesile ile ortaya koyduğu bu güzide eser nedeniyle Sn Abdullah Gürgün’ü tebrik ederim.
Ersin TATAR
KKTC Cumhurbaşkanı
50. yıldönümünde Kıbrıs Barış Harekatı’nı, öncesi ve sonrasını 21 Temmuz Pazar günü Saat 20.30’da Ulusal Kanal’da Şule Perinçek’in sunduğu Yeni Ufuklar programında ele alacağız.
ABDULLAH GÜRGÜN
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.