Kavram olarak “klinik”

Postmodern döneminin küreselleşmiş dünyasında, anlamı indirgenmiş kavramlardan biri de klinik tir. Uzunca süredir bu sözcük, tıbbi hizmetin verildiği, ‘mekan’ olarak algılanmakta. Bu eksik algılanışı sağlık alanında sürdürülen temel yanlışların da..

Kavram olarak “klinik”
Yayınlanma: Güncelleme: 112 okuma

Postmodern döneminin küreselleşmiş dünyasında, anlamı indirgenmiş kavramlardan biri de klinik tir. Uzunca süredir bu sözcük, tıbbi hizmetin verildiği, ‘mekan’ olarak algılanmakta. Bu eksik algılanışı sağlık alanında sürdürülen temel yanlışların da nedenini oluşturmakta.

Covid pandemisi ile beraber belirginleşen post modern dönem politikalarındaki yanlışların nasıl onarılacağı, epey zaman alacak gibi görülmekte. Kurumlardaki onarımlar ise, kuşkusuz bu ana şablonun düzeltilmesine bağlı olarak yapılabilir.

Ne var ki, yıkımın sere serpe görüldüğü alanların, kendi öz eleştirilerinin şimdiden ortaya konulmasında yarar var.

Yanlışların apaçık göze çarptığı alan Sağlıktır.

O nedenle Sağlıkçılar olarak bize düşen görev, önce durumu net olarak ifade etmektir.

Sonra da, sürdürülen yanlışların nedenlerini, kurumlarımızın tarihsel  gerçekleri penceresinden doğru olarak görmek, bu gerçekleri topluma ve genç kuşak hekimlerine doğru olarak anlatabilmektir.

İçinde bulunduğumuz durumun  adı,  Postmodern küreselci sağlık sistemlerinin yetersizliğidir

Bu adın postmodernlik ile bir ilişkisi olmadığı için kabul edilemeyeceğini iddia edenlerin şu açıklamaları yapmaları gerekir:

Bir sektörün gelişmesi o sektöre gelecek tüketim talebindeki artış ile olur.

Küresel ölçekteki ekonomik krizlerden bile etkilenmeyen tek sektör olan sağlık sermayesi, büyüyebilmesini sağlayan yeni sağlık taleplerini nasıl yaratabilmiştir?

Gelişebilmesi için sanal hastalıklar yaratmakla yetinmeyip, sağlığı bile, henüz belirtileri ortaya çıkmamış bir hastalık gibi tarif etmemiş midir, küresel sektör?

Kriz dışı durumlarda toplumun sağlık göstergelerinde herhangi bir iyileşme yapmaksızın, sağlık harcamalarını arttırarak büyüyen  sektör, krız durumlarında çöktü ise ona ne ad verilebilir?

Tıp biliminin günümüze kadar devam eden gelişmesinin başlangıcı, aydınlanma döneminin de başlangıcıdır.

Modernliğin aydınlanmadan ne kadar önce başladığı tartışıladursun, aydınlanma. doğrularıyla yanlışlarıyla Fransız devrimi ile başlar.

Tıbbın sonraki tüm gelişmelerinin motoru olacak klinik kavramı da, o dönemin ürünüdür.

Önceki dönemin hastaneleri ise klinik değildir. Oralar, hastaların toplumdan uzak tutulduğu ve tedavinin yapılabildiği kadarıyla yetinildiği yerlerdir.

Hastalıkların tedavisi, ayrıcalıklı kişiler tarafından, bireysel olarak hizmet satma olarak yürütülmektedir. Sağlık eğitimi ise gene bu kişiler tarafından yürütülen birebir usta çırak eğitimi tarzındadır.

Devrim Cumhuriyeti getirmiş, Cumhuriyet de kendi organizmasının sağlığı  ile, cumhuriyet yurttaşların sağlığı arasında alegorik bağ kurmuş ve sağlık hizmetlerinden ayrıcalıksız olarak toplumdaki herkesin pay alabilmesi idealinin yolunu yöntemini aramaya koyulmuştur.

Tıp bilgilerini yaygınlaştırılması için, Devrim öncesi diğer bilim dallarında başlayan gelişmelerin tıpta da kullanılma zorunluluğu ‘Kliniği” doğurmuştur böylece

Kliniklerde, hastalardan gözlemle elde edilen bilgilerin adlandırılması sınıflandırılması, ve sonra da onların hasta organlarla ilişkilendirilmesi yapılacak ve hastalıkların nedenleri araştırılacaktır., Elde edilen bilgiler, burada sürdürülen  eğitim aracılığıyla topluma yansıtılacak ve modern bilimsel tıbbın yolu açılacaktır. Tıbbın altın dönemi, o nedenle 19.yy.dır.

Unutulmaması ve unutturulmaması gereken iki hususa vurgu yapmak gerekir burada.

  • Klinik kavramı klasik anlamda bir Cumhuriyet projesidir

  • Tıp biliminin, Klinik kavramı içinde başlayan gelişmesi, gene bir Cumhuriyet ideali olan tıp hizmetlerinin yaygın ve karşılıksız verilebilmesi, (satılması değil), ilkesi sayesinde hız kazanmış ve günümüzdeki bilimsellik düzeyine  erişmiştir.

Bu bir politik söylem değil bir tıp gerçeğidir. Tarihsel süreç içinde, Cumhuriyet kavramı, arkasında fikri destek olan sokağın, sonra da konvansiyon meclisi’ndeki sol tarafta oturanların kararlılığı ile hayat bulur.

Ne var ki aydınlanma döneminin başında, solun etik değer olarak benimsediği ve politik değer olarak yürütmeyi üstlendiği, temel cumhuriyet kavramları, daha sonra sağa bırakılır.

Ama “Klinik” kendi temel moral değerlerini bu politik git gel ortamda da devam ettirir. Gelişmenin buna bağlı anlaşılmıştır artık. Bilimsel Tıp‘dan geri dönülemez.

Sağ ise, zamanın ve şartların el verdiği ölçüde sosyal hizmet, sosyal adalet, sosyal devlet gibi söylemleri kullanarak, küreselleşme döneminin kapısına kadar getirdiği bu Cumhuriyet değerlerini, orada tümden terk eder.

Politik yanlışın görünür hale geldiği yer burasıdır.

Artık bu yerel değerlere gerek yoktur, küresel kapitalizm, ihtiyaçların tümünü karşılayacaktır, eski dünyanın sonu gelmiştir yenisi başlayacaktır” söylemi geliştirilir.

Klinik kavramı da küresel sağlık sermayesinin gereksinimleri doğrultusunda tamamen kaldırılıp, yerine aydınlanma öncesi döneminin mekân- hastane kavramı tekrar konur.

Burada hekimlik hizmetleri sağlık sektörünün büyümesini destekleyecek tarzda yürütülecektir. Hastanelerin birincil hedefi bu olmuştur artık.

Sistemin gereği, kârlılık esas olduğundan, bir Cumhuriyet değeri olan toplum sağlığı akla gelmez bile.

Kârlılığı olmayan hekimlik alanlarına yatırım da gereksizdir artık.

Ne var ki salgın, açığımızı tam da bu noktada yakalar. Ve şunu sorar bize. Hangi yolda devam edeceksiniz?

Postmodern sağlık sisteminin yetersizliğinin ön bulguları öteden beri çıkmıştı aslında..

Küresel ekonomik kuralların işletilmeye başlanması, piyasa ekonomisi yöntemlerine bağlı olarak, hastayı sağlık hizmeti satın alan müşteri, sağlık sektörünü bu hizmeti satan dükkan sahibi, hekimi de sektörün pazarlayıcı tezgahtarı konumuna dönüştürmüştü epeydir.

2000’li yıllardan  sonra ise, hastanelerde kritik durumlar için ayrılan yatak sayısı, kâr getirmediği ve  genel bütçe desteği kesildiği için, giderek azaltılır her yerde.

Burada yeri gelmişken, bizdeki durum hakkında netleşmek gerekiyor.

Pandemi döneminde sayısal fazlalığı ile öğündüğümüz yoğun bakım yatakları, küresel sağlık sektörü kurallarına göre işletilecek hastanelerin yapımına hız verilmesiyle ortaya çıkan bir sayısal farzlalıktır. Kârlılığı küresel pazarlara önceden garanti edilerek, yapılan  bu hastanelerin, hukuku dahi dışa bağlıdır. Ama pandemi dönemine denk gelen bu fazlalık bir avantaj gibi ortaya çıkmıştır. Pandeminin gerekli kıldığı, özel sektör dekiler ile beraber tüm kritik hasta yataklarının kullanıma açılması, doğru dur ama  yanlış çıkarımlara yol açmamalıdır.! Pandemi çıkmasaydı bu yataklar diğerleri gibi kâr amaçlı işletilecekti. Sağlık hizmetlerimiz küresel sermayeye teslim edilmiştir bir kere.

Pandeminin  devam eden yıkımının, pandemi sonrası dönemde özellikle ekonomik yönden, ne şekil alabileceğini şimdiden tümüyle kestirmek zor.

Küresel sermayenin patronluğunu yapan, ABD‘nin, kendi sağlık sisteminin, topluma hizmet yönünden “dünyanın en kötü sağlık sistemi” olduğu gerçeğini görmemiz ve onların dayattığı küresel sağlık politikalarının bizler için de farklı sonuç doğurmayacağını bilmemiz gerekiyor.

Sağlık hizmetleri yönünden bir şey net ve kesindir.

Sağlık, küresel sermayenin yönlendirmesiyle değil, ulusların kendi yurttaşlarına vermekle yükümlü olduğu bir hizmet politikaları anlayışıyla yürütülmelidir.

Günü idare etmeye dönük, populist lafazanlık politikaları yerine, klasik anlamda cumhuriyet idealine uyan politikalara gereksinim vardır. Aranırsa kökleri bizim Cumhuriyetimizin temelinde bulunacaktır.

O zaman modern sağlık teknolojilerinin, küresel sağlık sektörün istediği doğrultuda değil, hasta gereksinimlerini göz önüne alarak yürütülen, bir “iyi hekimlik” pratiğiyle  kullanılma olanağı doğar.

Gerçek hekimlik değerlerine dönülmesi tüm toplumun yararınadır..

Aydınlamanın başından beri bu anlayışın beslendiği yer Klinik kavramıdır; ondan alınacak çok dersler vardır hâlâ…

Orhan Arıoğul

Ağustos 2020

Not: Bu yazı, salgında hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının anısı için yazılmıştır.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.