Doğa yürüyüşleri, müzik dinletileri ve çocuk atölyelerinin yanı sıra manda sütünden yapılmış ürünlerle tadım etkinliklerinin yapıldığı 3. Manda Festivali, manda yetiştiricilerini, müzisyenleri, çevrecileri, sanatçıları, biyologları, peynir üreticilerini ve her yaştan..
Doğa yürüyüşleri, müzik dinletileri ve çocuk atölyelerinin yanı sıra manda sütünden yapılmış ürünlerle tadım etkinliklerinin yapıldığı 3. Manda Festivali, manda yetiştiricilerini, müzisyenleri, çevrecileri, sanatçıları, biyologları, peynir üreticilerini ve her yaştan İstanbulluyu bir araya getirdi.
CLIMAVORE x Jameel at the Royal College of Art (RCA)’ın İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) işbirliğiyle gerçekleştirdiği 3. Manda Festivali, 1 Haziran Cumartesi günü, İstanbul’un Eyüpsultan ilçesine bağlı Ağaçlı Köyü’nde düzenlendi.
İlki İngiliz sanatçı ve aktivist ikili Cooking Sections’ın 2022’de düzenlenen 17. İstanbul Bienali’ndeki Çamuralem / Wallowland projesinin bir parçası olarak gerçekleştirilen ve bu yıl üçüncüsü yapılan festival, İstanbul’un ekolojik mirasına sahip çıkmayı ve mandaların önemini vurgulamayı amaçlıyor.
Cümbüş Cemaat ve Arnavutköy Müzisyenleri’nin sahne aldığı festivalde sulak alan ekosistemine dikkat çekmek için ilk kez bir manda ve çoban portresi yarışması da düzenlendi. Festival ziyaretçileri, Ek Biç Ye İç girişimi ve yerel üreticiler tarafından sunulan açık hava tadımlarında manda sütünden üretilen lezzetleri tatma imkânı buldu. Ayrıca rehberli yürüyüşlerde katılımcılar, Ağaçlı Köyü boyunca farklı rotalarda gezerek endemik türler, meralar, orman ekosistemleri ve mandaları doğal yaşam alanlarında gözlemleyebildi.
İnsanın doğayla olan ilişkisini gıda sistemleri üzerinden irdeleyen sanatçı ikilisi Cooking Sections, Çamuralem / Wallowland projesi kapsamında 2022 yılından bu yana Türkiye’deki çeşitli yerel topluluklarla işbirliği yaparak mandaların ve çevresindeki diğer türlerin beslenme ve büyüme alışkanlıklarını farklı mevsimler özelinde detaylı bir şekilde inceliyor. Bu kapsamda biyologlardan sığırtmaçlara, çevrecilerden etnomüzikologlara farklı disiplinlerden uzmanlar, bölgedeki ekosistem üzerindeki değişimi gözlemleyerek kayıt altına almaya devam ediyor. Araştırma; şehrin ekolojisi ve mutfak mirası için hayati öneme sahip olan sulak arazilerin ve otlakların, genişleyen kentsel alanlar nedeniyle zarar gördüğünü, bu nedenle mandaların yaşam alanlarının da tehlikeye girdiğini gözler önüne seriyor.
Cooking Sections’ın kurucuları, CLIMAVORE x Jameel’in RCA’daki Baş Araştırmacıları Alon Schwabe ve Daniel Fernández Pascual, İstanbul’un sulak alanlarındaki çobanlarla dört yıl çalıştıktan sonra, bu yılki Manda Festivali’nin gerçekleştiğini görmekten büyük heyecan duyduklarını belirterek; “Bu festival, ‘Ek Biç Ye İç’ girişimi ve Kurtuluş’taki Çamuralem Muhallebici dükkânının yanı sıra diğer yerel ortaklarımız Postane, Anadolu Meraları ve Kuzey Ormanları Savunması ile işbirliğimizi derinleştirmeye devam etmek, İstanbul’da manda sütü ürünlerinin yaygınlaşmasını ve sulak alanların korunmasına dair farkındalığı artırmak için eşsiz bir fırsat,” dedi.
İKSV İstanbul Bienali Direktörü Kevser Güler de festival ile ilgili olarak şu yorumlarda bulundu; “17. İstanbul Bienali katılımcılarından Cooking Sections’ın CLIMAVORE x Jameel at RCA ile yürüttüğü proje kapsamında bu yıl 3. Manda Festivali’ni düzenlemekten mutluluk duyuyoruz. Cooking Sections, çevresel sorunları irdelemek için yiyecekler üzerinden yöntemler geliştiriyor. Bienal için hazırladıkları Çamuralem / Wallowland projesi de şehrin etrafındaki sulak alanların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasının İstanbul’un mandaları üzerindeki etkilerinin izini sürüyordu. 2022 yılında bienal için yürüttükleri kapsamlı araştırmalara dayalı bu süreçle birlikte bir de Manda Festivali’miz oldu. Yerel ortaklarımızla birlikte bu yıl da güzel bir festival hazırladığımız için mutluyuz.”
Ağaçlı Köyü Muhtarı Cemil Hekimoğlu da festivalle ilgili şunları belirtti: “Mandalar kurtulursa, belki havyar atmaya kıyılarımıza gelen kalkan balıkları da kurtulur, dağlarımızın süsü karacalarımız da meralarımızda varlığını sürdüren endemik bitki türleri de… Birlikte yüzlerce yıldır yaşamış tüm sakinleri için belki de bölgenin son şansıdır.
Jameel Topluluğu Kültür ve Sanat Yöneticisi Clea Daridan da bu yıl üçüncüsü düzenlenen Manda Festivali ile ilgili şunları söyledi: “Dünyanın dört bir yanındaki kırsal toplulukları desteklemek Jameel Topluluğu’ndaki çalışmalarımız için kilit öneme sahip. Her ikisi de İstanbul’un sulak alanlarının kültürünü kutlayan, gıda ve ekolojik mirasın önemini vurgulayan ve uzun vadeli iklim direncini sağlamaya yönelik çalışmalar yapan Water Buffalo Commons projesi ve Manda Festivali’nde ortaklarımızla işbirliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.”
Royal College of Art Başkanı ve Rektör Yardımcısı Profesör Christoph Lindner de “İklim değişikliğinin etkileri nasıl yaşadığımızı, çalıştığımızı ve yediğimizi evrimleştirirken, değişim içindeki bir toplumun çok sayıda ve karmaşık ihtiyaçlarını karşılamak için toplulukların, ekonomilerin ve çevremizdeki toprağın etkileşime girdiği farklı yolları anlamak önem taşıyor. Toplumdaki çok sayıda ve karmaşık ihtiyacı karşılamak için hem yenilik hem de gelenek önemli hususlar. CLIMAVORE x Jameel at RCA oluşumunun Manda Festivali’ni düzenlemesinden memnuniyet duyuyorum” dedi.
Sulak alanlar, kırlar, bataklıklar, mangrovlar ve çamur düzlükleri, biyolojik çeşitlilikleri, filtreleme kapasiteleri ve sellere karşı tampon görevi görmelerinin önemine rağmen yüzyıllardır arazileri “iyileştirmek” için kurutulmaktadır. CLIMAVORE, bu bulanık arazinin zengin içerik çeşitliliğini vurgulayarak daha fazla kurutulmasını durdurmayı savunmaktadır. İnanılmaz derecede zengin habitatlar olmalarına rağmen sulak alanlar, İtalya ve Sri Lanka kıyılarından Dicle-Fırat ve Mississippi’ye kadar, monokültür tarım arazilerini dayatmak, emlak genişlemesi yaratmak, özgürlük arayanları yerlerinden etmek veya sıtmayı ortadan kaldırmak için yüzyıllardır kurutulmaktadır.
Ancak geçtiğimiz yıllarda, bu liminal peyzajların iklim direncine katkıda bulunduğu kabul edilmiştir. Sulak alanlar geleceğin meyve bahçeleri olabilir mi? 2023 yılının BM Meralar ve Çobanlar Yılı ilan edilmesiyle birlikte, hayvanların serbest dolaşım alanlarına ve tarihi yaylacılık güzergâhlarına uluslararası düzeyde yeniden odaklanmaya başlandı. İstanbul’un eteklerinde, iç sulak alanlar mandalara, çobanlarına ve onlara bağımlı olan bir dizi türe evsahipliği yapıyor.
Osmanlı döneminde Bulgar çobanların ve 1923 nüfus mübadelesinden sonra Yunanistan’dan sürgün edilen Türklerin getirdiği bilgiler, manda sütünün yoğurt, kaymak ve sütlaçta önemli bir bileşen olarak kullanılmasını sağlamıştır.
2013 yılından bu yana bölgede, Karadeniz ve Marmara Denizi’nin ekosistemlerini dönüştürme tehdidi oluşturan bir dizi hiper ölçekli inşaat ve yeni bir denizcilik kanalı kazma planları yapıldı. Manda topraklarında yer alan bu mega projeler, bölgeyi kırsaldan kente yeniden bölgelendirmiş, sulak alanları kurutmuş ve yan etki olarak otlatma müştereklerini parçalamıştır. Çobanlarla mevcut işbirliklerine ve CLIMAVORE tarafından son dört yılda İstanbul’da geliştirilen çalışmalara dayanan bu proje türler arasındaki etkileşimlerin incelenmesi yoluyla sulak alanlarla birlikte çobanların yaşam biçimlerini, gıda ve ekoloji mirasını korumak için çalışıyor.
CLIMAVORE x Jameel at RCA, RCA Mimarlık Okulu Kıdemli Araştırma Görevlileri ve Cooking Sections sanat ve mimarlık ofisinin kurucu ortakları Alon Schwabe ve Daniel Fernández Pascual tarafından yönetilen bir girişimdir. CLIMAVORE x Jameel at RCA, ekolojik ağları mevcut sürdürülebilirlik anlayışlarının ötesine taşımak ve gıda ve iklim adaleti etrafında yeni bilgiler üretmek için mimari ve sanatsal araştırma araçları, eğitim ve eylem kullanır. Bu işbirliği, yeni metodolojiler geliştirerek ve dünya çapında politikaları iyileştirerek insan faaliyetleri iklimi değiştirirken nasıl yemek yediğimizi yeniden hayal etmeyi amaçlamaktadır.
RCA’daki CLIMAVORE x Jameel, iki farklı ve ilgili projeye odaklanan ve kilit yerel işbirlikleri aracılığıyla Türkiye, Fransa ve İtalya’daki vaka çalışmalarına odaklanan üç yıllık bir ortaklıktır. CLIMAVORE x Jameel’in iki projesi, yüzyıllar boyunca insan faaliyetleriyle daha da kötüleşen belirli mevsimsel streslere maruz kalan kurak alanlardaki ve sulak alanlardaki topluluklarla doğa merkezli gıda sistemlerinin nasıl geliştirilebileceğini araştırmaktadır.
İklim krizinde kurak alanlar ve sulak alanlar için gıda yollarını yeniden tasarlayan CLIMAVORE x Jameel at RCA, mekânsal adalete yönelik yeni bilgi ve eylem üretmek için ekolojik ağları geliştirme amacını taşır. CLIMAVORE x Jameel at RCA, CLIMAVORE ve Jameel Topluluğu arasında RCA’da geliştirilen bir ortaklık olarak çalışmalarını sürdürüyor.
CLIMAVORE, iklim krizini ve bunun yapılı çevre üzerindeki etkisini ele alarak rejeneratif gıda sistemleri, peyzajlar ve altyapılar geliştirmektedir. Projenin Baş Araştırmacıları Daniel Fernández Pascual & Alon Schwabe (Cooking Sections) tarafından 2015 yılında başlatılan CLIMAVORE, insanlar iklimleri değiştirirken nasıl beslendiğimizi sorgulamaktadır. Yeni antropojenik ‘mevsimlerin’ ortaya çıkmakta olduğunu kabul etmektedir. İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış ya da yağmurlu ve kurak mevsimler arasındaki çizgiler giderek bulanıklaşırken, okyanusların kirlendiği, toprağın tükendiği, çöktüğü ve kuraklığın yaşandığı dönemler daha yaygın hale geliyor.
Royal College of Art’ın mimarlık bölümünde yer alan iki araştırma projesi, ekolojik ağları geliştirmek, gıda ve iklim adaleti konusunda yeni bilgiler üretmek ve Birleşik Krallık’ta ve küresel ölçekte politika oluşturma üzerinde gerçek bir etkiye sahip olmak için mimari ve sanatsal araştırma araçlarını, eğitim ve eylemi kullanıyor. CLIMAVORE, sosyal girişim yörüngesi, ödüllü deneyleri ve çığır açan metodolojileriyle tanınmaktadır. CLIMAVORE, gelecek senaryolarını öngörerek ve tasarlayarak, bu gezegende daha eşitlikçi birlikte yaşama modellerine doğru insandan daha fazlasının failliğini kucaklamak için disiplinlerarası işbirlikleri kurmaktadır. Climavore.org
Jameel Topluluğu, toplumların gelişmesi için bilimi ve öğrenimi ilerletmektedir. Bağımsız, küresel bir kuruluş olan Jameel Topluluğu, Suudi Arabistanlı Jameel ailesi tarafından 1945 yılında başlatılan hayırseverlik ve toplum hizmeti geleneğini sürdürmek amacıyla 2003 yılında kurulmuştur. Jameel Topluluğu iklim değişikliği, sağlık ve eğitim gibi alanlarda acil insani zorlukları anlamak ve ele almak için bilim insanlarını, insani girişimleri, teknoloji uzmanlarını ve yaratıcıları desteklemektedir.
Jameel Topluluğu tarafından etkinleştirilen ve desteklenen çalışmalar, MIT Jameel Kliniği’nin yeni antibiyotikler halisin ve abaucini keşfi, Imperial College London’daki Jameel Enstitüsü tarafından yürütülen COVID-19’un yayılmasına ilişkin kritik modelleme ve MIT’deki Abdul Latif Jameel Yoksulluk Eylem Laboratuvarı’nın kurucu ortakları tarafından desteklenen küresel yoksulluğun azaltılmasına yönelik Nobel Ödüllü deneysel yaklaşım dahil olmak üzere önemli atılımlara ve başarılara yol açmıştır. Communityjameel.org
1837 yılında kurulan Royal College of Art, dünyanın önde gelen sanat ve tasarım üniversitesidir. Öğretim ve araştırma alanlarında uzmanlaşan RCA, mimarlık, sanat ve beşeri bilimler, tasarım ve iletişim disiplinlerinde MA, MPhil, MFA, MDes, MArch, MEd, MRes, Graduate Diploma ve PhD dereceleri sunmaktadır. Londra’nın kalbinde yer alan küçük, uzmanlığa yönelik ve araştırma yoğunluklu bir lisansüstü üniversite olan RCA, yaklaşık 2.800 öğrencisine dünyayı dönüştüren sanat ve tasarım projeleri sunmaları için rakipsiz fırsatlar sunmaktadır.
RCA’nın yaklaşımı, sanat, tasarım, yaratıcı düşünce, bilim, mühendislik ve teknolojinin günümüzün küresel sorunlarını çözmek için işbirliği yapması gerektiği önermesi üzerine kurulmuştur. RCA, 34 akademik programda öğrencilere eğitim veren ve onları geliştiren dünyanın önde gelen 850’den fazla akademik ve profesyonel personeline evsahipliği yapmaktadır.
RCA öğrencileri, kendilerini deney yapmaya teşvik edecek şekilde yeni bilgilerle beslenmektedir.
RCA, Imperial College London ve Victoria & Albert Müzesi ile ortak kurslar düzenlemektedir. Üniversitenin girişim, girişimcilik, kuluçka ve iş destek merkezi olan InnovationRCA, 81’den fazla RCA iş fikrinin gerçeğe dönüşmesine yardımcı olarak 800’den fazla Birleşik Krallık’ta istihdam yaratılmasını sağlamıştır. Mezunlar arasında Dame Barbara Hepworth, Bridget Riley, Henry Moore OM, David Hockney OM, Sir Peter Blake, Sir Ridley Scott, Dame Zandra Rhodes, Sir Frank Bowling, Sir James Dyson OM, Tracey Emin RA CBE, Chris Ofili CBE, Sir Anthony Finkelstein, Francesca Amfitheatrof, Erdem Moralıoğlu MBE, Bianca Saunders ve Thomas Heatherwick CBE RDI gibi önemli isimler bulunmaktadır. RCA, QS World Rankings 2024’te üst üste onuncu kez dünyanın önde gelen sanat ve tasarım üniversitesi seçilmiştir (QS World Rankings by Subject 2015-2024). RCA.ac.uk
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), kâr amacı gütmeyen bir kültür kurumudur. Vakıf, 1973 yılından bu yana İstanbul’da kültür ve sanatın gelişimini desteklemeye yönelik çalışmalarını sürdürmektedir. İKSV, İstanbul Müzik, Film, Tiyatro ve Caz Festivalleri, İstanbul Bienali, Leyla Gencer Ses Yarışması ve sonbahar film haftası Filmekimi’ni düzenli olarak gerçekleştiren İKSV, Nejat Eczacıbaşı Binası’ndaki performans mekânı Salon İKSV’de konserlere evsahipliği yapmakta, İKSV Alt Kat’ta ise çocuklar ve gençler için yaratıcı etkinlikler sunmaktadır. İKSV.org
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.