Güçlüye Karşı Haklı Birlik

BM 80. Genel Kurulu’nda ABD Başkanı Donald Trup bir saate yakın konuşurken TC Başkanı Recep Tayyip’in konuşması beş dakikayı  bulmadan kesildi. Yapay zekalı Chatgpt’ye göre, “Donald Trump’un 24 Eylül 2025’teki..

Güçlüye Karşı Haklı Birlik
Yayınlanma: Güncelleme: 8 okuma

BM 80. Genel Kurulu’nda ABD Başkanı Donald Trup bir saate yakın konuşurken TC Başkanı Recep Tayyip’in konuşması beş dakikayı  bulmadan kesildi.

Yapay zekalı Chatgpt’ye göre, “Donald Trump’un 24 Eylül 2025’teki BM Genel Kurulu konuşması için 15 dakikalık süre verilmişti [ev sahibi sayıldığı içinmiş], fakat kendisi bu sınırı aşarak konuşmasını yaklaşık 56 dakika kadar sürdürmüştür”.

Soru: Trump 15 dakika verilmesine karşın 56 dakika konuşabiliyor da neden  Recep Tayyip Erdoğan’a tanınan beş dakika [diğer tüm konuşmacılara 5 dakika veriliyormuş] dolmadan 4.50’de mikrofonu kapatılıyor?

ABD Başkanı 56 dakikalık konuşmasının ana fikri “Sözümüzden çıkanın vay haline!” idi. Filistin’i tanıyanlara parmak salladı. Dünyaya terörle, uyuşturucuyla mücadele adı altında şiddet kullanmaktan yana olduğunu duyurdu.

Türkiye Başkanı Erdoğan 4,50 dakikalık konuşmasında İsrail’in Filistin’de işlediği soykırımı resimler göstererek açıkladı ve tüm dünya ülkelerinin Filistin’i tanımasını istedi.

Erdoğan konuşmasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı da yaptı:

“Kıbrıs adasında iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türkleri adanın eşit sahibidir ve azınlık olmayı kabul etmeyecektir. Uluslararası toplum, Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır maruz bırakıldıkları haksız izolasyona artık son vermelidir. Son üç Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığım çağrıyı bugün bir kere daha tekrarlıyor; uluslararası toplumu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum”.

Türkiye Cumhurbaşkanının konuşması şimdiye dek KKTC’nin tanınması konusunda kararlı davranmayan Türkiye hükümetlerinin bundan sonra ciddi davranacakları konusunda umut verdi. Ancak “Kıbrıs Türklerinin yarım asırdır maruz bırakıldıkları haksız izolasyon” sözü çok hafif kaldı. Kıbrıs Türkünün sorunu “yarım asırlık izolasyon” değil ki!

1878’de Kıbrıs’ın Abdülhamid tarafından İngilizlere verilmesinden bu yana Türklerin adadan temizlenmesi, soykırım yapılması söz konusu.

Çok geri gitmeyelim; soykırım sözleşmesinin kabul edildiği 1948 yılından bu yana neler olduğuna bakalım. 1974 Kıbrıs Barış harekatına dek kasıtlı, sistemli, planlı, programlı bir etnik temizlik yaşandı.

Bu konuyu Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıldönümü nedeniyle hazırladığımız ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın da bir önsöz yazdığı Bir Daha Asla – Yavruvatan’da Türk (Soy)kırımı kitabımızda yabancı kaynaklara dayanarak anlattık. Bu kaynaklardan biri Kıbrıs’ta görev yapmış İsveçli Subay Willy Lindh’in BM gözetiminde Türk Soykırımı kitabı idi.

Evet yanlış duymadınız, Kıbrıs’ta BM barış Gücü’nde görev yapmış olan İsveçli bir subay yazdığı kitapta yaşadıklarından yola çıkarak BM gözetiminde Türklere soykırım yapıldığını anlattı.

Birleşmiş Milletler Örgütü’nün kuruluş amacı neydi?

“Birleşmiş Milletler (BM), 20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan savaşların ve barışa yönelik tehditlerin tekrarını önlemek ve uluslararası barış ve güvenliği korumak amacıyla kurulmuştur”.

Ne var ki artık bugün, Trump, 56 dakikalık konuşmasında “barış ve güvenlik” değil; “asmak, kesmek, dağıtmak, dövmek, pişman etmek” muhabbeti yapabiliyor.

Erdoğan’ın şu sözleri önemli:

“Biz güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir sistem kurulana kadar dünya 5’ten büyüktür demeye devam edeceğiz.”

Bu arada Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in BM genel Kurul toplantısı öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektuba da dikkat çekmek gerek.

Perinçek, her sözcüğünü , tümcesini önemli bulduğumuz mektubunda KKTC’nin tanınmasının Filistin’in tanınması kadar önemli olduğunu vurguluyor. Yalnız Türkler ve Türkiye açısından değil, bölge ve dünya barış ve güvenliği açısından önemini açıklıyor. Tüm partilerimizin, partili ve partisiz barış ve güvenlik yanlılarımızın okumaları gerekli tarihsel bir belge. (1)

Ayrıca Sayın Doğu Perinçek’e ve Vatan Partisi’ne Kıbrıs Türklerine uygulanmış olan soykırımın ulusal ve uluslararası mahkemelerce ele alınması ve bugün de hayatta olan suçluların yargılanıp cezalandırılmalarını sağlamaları için girişimde bulunma önerisinde bulunuyorum.

Emperyalizmin “Ermeni Soykırımı” yalanlarını ifşa edip uluslararası mahkemelerde çürüten Perinçek Kıbrıs Türküne yapılanları ve yapanları da mahkeme önünde mahkum ettirebilir.

Bu konudaki mahkeme kararı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması açısından da büyük önem taşıyor.

İktidar, muhalefet, parlamento dışı partiler, demokratik kurum ve kuruluşlar bu konuda omuz omuza vermeliler.

Karşımızda Güney Kıbrıs, Yunanistan, ABD ve İsrail var.

Olsun.

Akıllı siyaset, eylem ve girişimlerle güçlünün haklı değil; haklının güçlü olduğu bir dünya kurabiliriz.

ABDULLAH GÜRGÜN
( gurguna@hotmail.com )

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.