Şiirimizin sözünü sakınmayan kalemi, gerçeğin sadık arkadaşı ve lirik sesi Can Yücel. Yaşamak, insanca yaşamak, onurlu yaşamak zorlu bir yolculuk eylemidir. Eğilmeyecek, bükülmeyeceksin ve dik durmanın örneği olacaksın gelecek güzel..
Şiirimizin sözünü sakınmayan kalemi, gerçeğin sadık arkadaşı ve lirik sesi Can Yücel. Yaşamak, insanca yaşamak, onurlu yaşamak zorlu bir yolculuk eylemidir. Eğilmeyecek, bükülmeyeceksin ve dik durmanın örneği olacaksın gelecek güzel günlerin, BÜYÜK HARFLİ İNSANIN hatırına. Can Yücel’i böyle okudum böyle tanıdım. Zekâ, aklın, birikimin şapkası olmasaydı o kadar yaşayan şiir yazılmazdı.
İstanbul Kuleli’de oturup, otobüsle Eminönü’ne, oradan vapurla Kadıköy’e ve oradan da yine otobüsle Kavacık’a gitmek öyle kolay bir eylem değildir. Bu olayın hemen hemen her gün tekrarlandığını düşünün. IGL-STFA ortaklığının yaptığı boğaz köprüsü inşaatının A.S.G. taşeron firmasında muhasebeci olarak çalışıyorum o zamanlar. Bu gidiş gelişlerimin birinde gördüm Can Yücel’i. Otobüsten indim ve Kuzguncuk’ta İsmet Baba’nın önündeki minik parkta buldum ustayı, tanıştık. Kahverengi avcı yeleği, Samsun sigarası ve sararmış bıyıklar.
Bu gelişlerin dönüşlerinde, şantiye de beton dökme işi yoksa yine aynı yolu izler Ataköy’de Teo Bloklarına uğrayıp Hasan İzzettin Dinamo’yu ziyaret ederdim. O yazılarını eski Türkçeden okur bense daktilo ederdim. Böyle bir ikili edebiyat tarihine not olarak düşülsün istedim.
Kaç kez buluştuk, neler konuştuk, tanışmanın bana ne katkıları oldu? Tüm bu soruların yanıtı bendeki birikimden başka ne olabilir ki. Bu insanlarla usta çırak ilişkisini yaşamak kadar hiçbir şey bu kadar mutlu edemez beni.
İzmir, ömrümü ömür yapan kentlerden biri. Oradayım. Can Yücel’in Evrensel Kültür’de söyleşisi var. Can Yücel’in Kızı Su Yücel bu kentte. Güzel ise Aliağa Şakran’da çalışıyor Hasan Londra’da BBC’de. Can Ağabey ressam Kızı Su Yücel’de kalıyor. Topçu’nun yerindeyiz. Can Ağabey, Aydın Çubukçu ağabey ve genç şairlerden Altay Ömer Erdoğan var. Altay, televizyonda yayımlanan bir derbi maçı seyrediyor. Biz üç kişi sanat siyaset konuşuyoruz rakı ve fava eşliğinde. Fava,Can Yücel’in en sevdiği meze. Etkinliğe daha çok var. Aydın Çubukçu da oldukça donanımlı bir dost. Böyle buluşmalar insana bir üniversite bitirmiş gibi katkı sunar.
Evrensel Kültür Merkezi’ndeyiz Alsancak’ta hemen Sevgi Yolu’nun bitişiği.Yüz yirmi beş kişilik salonu var. Burada çok etkinlikler yaptım. Köy Enstitüleriyle ilgili, Hasan Hüseyin Korkmazgil anması Adnan Yücel ile birlikte.
Salon tıklım tıklım dolu. Can Yücel ve Aydın Çubukçu sahnede. Can Ağabeyin önünde bir kadeh. Evrensel Kültür’ün o dönem yöneticisi olan Emine arkadaşla göz göze geliyoruz. Bakışları sanki bana ‘ sen sigara içiyordun Can Yücel de içki, birbirinizi tamamladınız’ diyordu. O günler çok gerilerde kaldı. Herkes pür dikkat dinlemede. Sorular yanıtlar ve düşündüren kahkahalar. Zaman akıp giderken bir ara verildi. Herkes yan taraftaki çay ve sigara içme yerine geçerken, Can Yücel’in etrafında geniş bir çember oluştu. Yine sorular ve Yücelce yanıtlar.
O ara Güngör Tekçe ve Can Yücel’in konuşmaları dikkatimi çekti. Güngör Tekçe, TRT’nin İzmir Bölge Müdürlüğü’nde bir bölümün müdürüydü ve iyi bir şair ve dosttu. Eşi Güray Ablayla birlikte gelmişti Can Yücel’in söyleşisine. Güray abla çevirmendi. Güngör ağabey, Can Yücel’e, kendileriyle Salihli Şiir İkindileri’nde tanıştığını anlatıyordu. Can ağabey anımsamamıştı. Aradan birkaç dakika geçmişti ki,’ anımsadım, siz arabanızı kaybetmiştiniz’ deyiverdi. Şaşkına dönen Güngör Tekçe, ‘ne arabası, ne kayıbı derken’ araya Güray Abla girdi, ‘Evet Güngör arabayı park ettiğimiz yeri bulamamıştık ya’ diyerek sohbeti sonuçlandırmıştı.
Anılar peş peşe sıralanmıyor anımsandıkça yaşama dönüyor. Benim için de böyle bu. Can Yücel, devrimci, sözünü sakınmayan, şiire saygısını en sinirli zamanında bile yitirmeyen, lirizmle kol kola yürüyen bir ağabeyimdi.
Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
Saray, 17 Temmuz 2025.