Benim platonik aşkım Hürrem Elmasçı ile ilgili posta kutumda bu denli çok soruyu gördükten sonra içim kan ağlayarak bu soruyu yanıtlıyorum. Bilirsiniz ben Hürrem‘i kırmızı rujlu, çekim alanında esrik olduğum fettan bir hanım..
Benim platonik aşkım Hürrem Elmasçı ile ilgili posta kutumda bu denli çok soruyu gördükten sonra içim kan ağlayarak bu soruyu yanıtlıyorum. Bilirsiniz ben Hürrem‘i kırmızı rujlu, çekim alanında esrik olduğum fettan bir hanım olarak düşlemişimdir.
Uğur Mumcu’nun belgeye dayalı gazeteciliği bir yanda, örneği çok bulunan dedi-kodu gazeteciliği bir yanda dursun, Hürrem Elmasçı söylentiler üzerinden Soner Yalçın‘ın içsesi olarak nitelenebilir. Bu türün çok başarılı örneği bence Taha Kıvanç‘tır. Kıvanç dedikse Fehmi Koru‘dan söz ettiğimizi herkes anlamıştır sanırım. Bu halkaya benim adım da yazılabilir. Bendeniz Dursun Sonyaz‘ın adı yani.
Aslında adımı yazdırmakla birlikte dedikoduyu; ezilen güçsüzün güçlüden öcünü aldığı bir araç olarak nitelendiriyorum. Bu araç çok etkileyici bir bomba gibi gündemde obruk açabilir. Sözgelimi, işçi patrondan öcünü; kızının, karısının pek de kanıtlanamayan gönül ilişkilerine gizem sosunu bulandırması ile alabilir. Söylenti ya da dedikodu gerçekten daha etkili sonuç elde eder.
Konu odağından saptı. Hürrem Elmasçı kimdir sorusunun üzerindeki perdeyi ben bile kaldıramadım. Kırmızı rujlu baştan çıkarıcı romantik, platonik aşkım Hürrem, Ankara’da Mülkiye çevresinde Selma adlı arkadaşından sık sık söz etse de Soner Yalçın‘ın suflesinde, belki de Can Özçelik‘in topladığı istihbarat ile Pınar Saraçoğlu‘nun duyduklarını harmanlayarak bir yere uzanan merdivenin ilk basamaklarını adımlıyor. Yalçın‘ın yazamadıklarını ya da yazmak istemediklerini seslendiriyor.
Benim Hürrem‘e olan aşkım depreşince kocasının olduğunu yazılarının arasına serpiştiriyor.
Son dönemde yazdığı yazıları şöyle değerlendiriyorum. Kırmızı kedi odaya kaçtı, çıkan yangını İBB söndürüp koruma altına aldı.
Aslında Soner Yalçın‘ın ideolojik yapısının örgüsü Hürrem’de varlık bulmuş gibidir.
Hiç bir gelişme, hiç bir ters hareketi Hürrem‘e olan aşkımı zedeleyemez. Kocam var iması ben vazgeçirmek için. Yakından tanısa sever de beni. İmkansız aşklar değil midir zamana kalan.
Dönmeden dönmek, dikkat edin ne dediğime. Diyelim gözünüzü budaktan esirgemeyen devrimci olarak kendinizi görüyorsunuz. Devlet ile sistem arasında ayrımı görmenize gerek görmeyebilirsiniz. Devlete vurdukça sistemin sıvalarının döküldüğünü sanırsınız. Dökülen sizin niteliğiniz, felsefi derinliğinizdir aslında.
Gazetecilikte önemli şeyler yapabilirsiniz. Önemli şeylerin yanına ticari girişimlerinizi serpiştirmezseniz züğürt kalırsınız. Bugün yapılan da bu.
Ah Hürrem ah. Mülkiye‘de sana kişilerle değil sistemlerle uğraşmak daha doğrudur diye öğretmediler mi şekerim?
Tek bir fotoğraf koyuyorum buraya. Şekerim Hürrem, bu bizi, halkı neden ilgilendirsin. Aha da fotoğraf:
Severiz sevmeyiz ama bu ne yahu. Çalıştığın ya da yazdığın yayın organından bir fotoğraf canım Hürrem.
Uğur Mumcu’nun yolu bu mu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, hatta Soner Yalçın’ın sık sık vurgu yaptığı Hasan Yalçın ne derdi bu duruma.
Hürremciğim yapma, yolundan sapma. Dedikoduya evet, dedikoduyu baştacı etmeye hayır. Kestane kebap, acele cevap. Öptüm şekerim kırmızı rujlu dudaklarından
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.