Günün Masalı: 9 Temmuz; Kız Kulesi

Kız Kulesi, İstanbul Boğazı‘nın girişindedir. Gülhane Parkı‘yla Topkapı Sarayı‘nın bulunduğu İstanbul limanı girişindeki Sarayburnu ile Harem ve Salacak kıyısı arasındaki bir kayalığın üstündedir. Denizin ortasındaki bu kayalığın ortaya çıkışının bir..

Günün Masalı: 9 Temmuz; Kız Kulesi
Yayınlanma: Güncelleme: 64 okuma

Kız Kulesi, İstanbul Boğazı‘nın girişindedir. Gülhane Parkı‘yla Topkapı Sarayı‘nın bulunduğu İstanbul limanı girişindeki Sarayburnu ile Harem ve Salacak kıyısı arasındaki bir kayalığın üstündedir. Denizin ortasındaki bu kayalığın ortaya çıkışının bir öyküsü vardır. 

Bir zamanlar, Üsküdar sırtlarında büyük bir tapınak vardı. Bu tapınakta genç kızlar rahibelik yapıyordu. Her yıl baharın gelişini karşılamak, doğanın yeniden canlanışını kutlamak için büyük bir bayram yapılırdı. Bu bayrama her yerden kadın, erkek, yaşlı, genç insanlar gelirdi. Yenilir, içilir, eğlenilir, tapınakta yaşayan kızlarla delikanlılar dans ederlerdi. 

Bu bayramlardan birine, karşı kıyıdan Leandros adlı yakışıklı bir genç de katılmıştı. Hero ise bu tapınağın en güzel kızlarından biriydi. Bayram süresince iki genç birbirleriyle arkadaşlık ettiler. Güzel günler geçirdiler. 

Bayram bitince ikisinin birbirinden ayrılması gerekiyordu. Onlarsa ayrılmak istemiyordu. Hero, gelecek yıl yeniden buluşabileceklerini söylediyse de Leandros o kadar uzun süre bekleyemeyeceğini anlattı. Sık sık onu görmeyi istediğini belirtti. Hero: 

Nasıl olur, dedi. Arada deniz var. Hem her zaman bahar bayramındaki gibi durgun da olmaz. Canavarlaştığı, koskoca gemileri bile yuttuğu olur

Olsun, dedi Leandros. Ben çok iyi yüzerim. Senden istediğim, denizin durgun olduğu geceler bir ışık yakman olacak. Ben o zaman yüzer gelirim yanına. Unutma karşı kıyıdan o ışığı gözleyeceğim. Benimle buluşmak istediğinin işareti olacak bu. Ben de hemen geleceğim

Böyle anlaşarak birbirlerinden ayrıldılar. Yaz boyunca Hero, Leandros‘a ışıkla işaret vererek buluştular. Gece ne kadar karanlık olursa olsun Hero‘nun yaktığı ışık, Leandros‘un yolunu aydınlatıyordu. 

Güz bitmiş, kış yaklaşmıştı. Ilık esintilerin yerini sert lodos ve poyraz esintileri almıştı. Denizin çırpıntıları iri dalgalara dönüşmüştü. Tapınağın yöneticilerinden biri, Hero‘nun kimi geceler tapınağın kulesinde ışık yakıp Leandros‘a işaret verdiğini görmüş, buluşmalarını izlemişti. 

Denizin dalgalı olduğu fırtınalı bir gecede tapınağın yöneticisi, Hero’nun ışık yaktığı 

kuleye çıkıp meşaleyi ateşledi. 

Karşı kıyıdan ışığın yandığını gören Leandros, hemen dalgaların arasına bıraktı kendini. Bir yandan dalgalarla boğuşurken öte yandan ışığı yitirmemeye çalışıyordu. Tam Üsküdar kıyılarına yaklaşmışken ışık söndü birden. Denizin ortasında zifiri karanlığa gömüldü Leandros. Belki rüzgârdan sönmüştür, Hero yeniden yakar ışığı diye düşündü. O zaman yönünü bulur, kıyıya varırdı. 

Leandros yanılıyordu. Işığın başındaki Hero değildi. Tapınak yöneticisi de ışığı özellikle söndürmüştü. Bunu gören Hero, tapınaktan çıkıp deniz kıyısına koştu. Karanlığa: 

Leandros! diye bağırmağa başladı. 

Denizin ortasında azgın dalgalar arasında çırpınan Leandros: 

Hero, nerdesin? diye karşılık verince kız, düşünmeden denize atlayıp sesin geldiği yöne doğru yüzdü. Denizin ortasında Leandros‘la kucaklaştı. O sırada azgın bir dalga ikisini de suya gömdü. 

Zamanla iki sevgilinin boğulduğu yerde bir kayalık oluştu. İşte o kayalığın üstüne bu kuleyi, ikisinin anısına bir anıt olarak diktiler. 

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.