O gün kurdun işleri hep ters gitmiş. Önce bir tuzağa yakalanıp canını güçlükle kurtarmış. Tam ormana doğru, gizlenmek için koşarken avcılarla karşılaşmış. Yolunu değiştirmiş. Avcılar kurdu fark edince peşine düşmüşler…
O gün kurdun işleri hep ters gitmiş. Önce bir tuzağa yakalanıp canını güçlükle kurtarmış. Tam ormana doğru, gizlenmek için koşarken avcılarla karşılaşmış.
Yolunu değiştirmiş. Avcılar kurdu fark edince peşine düşmüşler. Kurt, yolda sırtında çuvalıyla yürüyen bir köylü görmüş. Köylüye yalvararak:
–Ne olursa senden olur, avcılar peşimde, beni kurtar, demiş.
Köylü saf saf:
–Nasıl? diye sormuş.
Kurt soluk soluğa:
–Kolay, demiş. Sırtındaki çuvala gireyim yeter!
Köylü çuvalı yere indirip içindeki mısırları boşaltarak kurdu çuvalın içine sokmuş, eskisi gibi sırtına vurmuş.
Bir süre sonra avcılar görünmüş. Heyecanla:
–Buralarda hiç kurt gördün mü? diye sormuşlar.
Köylü:
-Yok, görmedim, demiş.
Avcılar uzaklaştıktan sonra sırtındaki çuvalı yere indiren köylü, içinden kurdu çıkarmış.
–Avcılar gitti, demiş. Şimdi istediğin yere git. Haydi bakalım, güle güle. Kurt:
–Gideceğimi de nerden çıkardın? diye söylenmiş. Seni yemeden bir yere gitmem. Köylü, kurdun bu sözlerine çok şaşırmış:
–Ben seni ölümden kurtardım. Karşılığında sen bana bunu mu yapacaktın? Sen hiç iyilik nedir bilmez misin?
Kurt:
–Bu dünyada iyiliğin değerinin kalmadığını daha öğrenemedin mi? diyerek köylü ile alay etmiş. Bunun üstüne köylü:
–Bunu başkalarına da soralım. Sen söylediğinde haklıysan, gerçekten iyiliğin değeri yoksa beni afiyetle yiyebilirsin, demiş.
Kurt, köylünün önerisini kabul ederek birlikte yola koyulmuşlar. Git git karşılarına yaşlı bir at çıkmış. Hemen sormuşlar. At:
–Ben tam on yıl çalıştım. Sahibimin her türlü işini yaptım. Sırtıma bindi, yüklerini taşıdım. Üstelik on tane de tay doğurdum. Görüyorsunuz ya, şimdi de beni yaşlandım diye sokağa attı. Kurdun dediği çok doğru. Bu dünyada iyiliğin değerini bilen yok.
Bir süre sonra bir köpekle karşılaşmışlar. O da:
–Ömrüm boyunca sahibimin bir dediğini iki etmedim. Evini bekledim, hayvanlarına göz kulak oldum. Şimdi yaşlanınca sokağa atıldım. İyiliğin değeri bilinmiyor, kurt haklı, diyerek uzaklaşmış.
Bu sırada bir tilki çıkagelmiş. Ona sormuşlar. Tilki karşılık vermeden bir şey sormak istemiş:
–Bu koskoca hayvan, bu küçük çuvala nasıl sığdı, önce onu söyleyin bana.
–Sığdı işte, demiş köylü.
Tilki:
–İnanmam, diye direnmiş. Kurt hiç o çuvala sığar mı?
Bu soruşturmadan canı sıkılan kurt, tilkinin bir an önce yanıtını almak için çuvalın içine girmiş. Köylü tilkinin kurnazlığını anlayınca vakit kaybetmeden çuvalın ağzını bağlamış. Tilki:
–İyiliğin değeri bilinecek, bilmeyenler cezasını çekecek, diyerek çuvalı sırtladığı gibi ormanın içinde gözden kaybolmuş.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.