Günün Masalı: 5 Mayıs; Kendini Beğenmiş Elma Dalı

Ilık bir bahar günüydü. Sarayın bahçesindeki elma ağaçları bembeyaz çiçeklerle donanmıştı. İçlerinden bir tanesinin dalı, en çiçekli dal benimki diye övünüyordu. O sırada bahçeye çıkan prenses, beyaz çiçeklerle bezeli olan..

Günün Masalı: 5 Mayıs; Kendini Beğenmiş Elma Dalı
Yayınlanma: Güncelleme: 96 okuma

Ilık bir bahar günüydü. Sarayın bahçesindeki elma ağaçları bembeyaz çiçeklerle donanmıştı. İçlerinden bir tanesinin dalı, en çiçekli dal benimki diye övünüyordu. O sırada bahçeye çıkan prenses, beyaz çiçeklerle bezeli olan bu övüngeç dalı gördü.

Sen ne güzel dalsın! diyerek elini uzattı.

Dal, nezaket gösterip hemen kırıldı. Prenses de onu alıp saraya getirdi. Sarayın büyük salonunun ortasında duran vazoya koydu. Görenler, bu çiçekli dala bayılıyordu:

Aman ne kadar güzel çiçekler bunlar! diyerek övgüler yağdırıyordu.

Elma dalı bu durumdan çok memnundu. Keyfi yerindeydi. Görkemli bir sarayın ışıl ışıl salonunda güzel bir vazonun içinde bulunmak, istediğinden daha çok mutlu etmişti onu.

Sarayın çevresi kırlar ve başka bahçelerle çevriliydi. Elma dalı, buradan bakınca kırlarda renk renk açan kır çiçeklerini çok çirkin, bahçelerdeki ağaçları da kaba saba buluyordu.

En güzeli benim, benden güzeli yok! diyordu.

Kır çiçekleri için:

Adları bile güzel değil, yüzlerine kim bakar onların? diye düşünüyordu. Güneş, elma dalının söylediklerini duydu. Onun kır çiçekleriyle ağaçları küçümsemesini hiç doğru bulmadı. Gene de doğadaki her şeyin kendisi için eşit olduğunu göstermek için ışıklarını önce kırlara yöneltti, ardından elma dalının üstünde dolaştırdı.

Günlerden bir gün, elma dalı, kırlarda dolaşan çocukları gördü. Renk renk kır çiçeği topladılar. Çiçekleri örerek başlarına birer taç yaptılar. Kimileri kır çiçeklerinden demetler yaptı, kimileri de kolye yapıp boyunlarına taktı.

O sırada güneş, elma dalına dönüp:

-Küçümsediğin kır çiçekleri insanları nasıl da mutlu ediyor, gördün mü? diye sordu. Kır çiçeklerini küçümsemeyi sürdüren elma dalı:

Hih, diye güldü. Onlar yalnız çocukları mutlu edebilir.

Tam bu sırada, kır çiçeklerinin bulunduğu çayıra bir kadın geldi. Kır çiçeklerinin yapraklarını tek tek koparıp toplamaya başladı. Bunları kurutup sabahları kendine ot çayı yapıyordu. Birazını da satarak geçimini sağlıyordu. Güneş, elma dalına, kadının kır çiçekleriyle ne yaptığını anlattı.

Elma dalı:

İnsanlar gibi, bitkilerin de güzelleri, çirkinleri var, dedi. Ben güzelliğimle sarayın salonundaki vazoya konuldum. Kır çiçekleri bu saraya girebilirler mi?

Güneş:

Dünyadaki bütün çiçekler güzeldir, dedi. Her çiçeğin güzel olan yanları da var, olmayan yanları da. Önemli olan hepsini sevmektir. Birini ötekinden ayırmamaktır. Küçümsemek iyi bir şey değildir.

Elma dalı, güneşin sözlerine aldırış etmedi. Pencereden kırlara bakıp kır çiçeklerine burun kıvırmayı sürdürüyordu. Tam bu sırada içeriye prenses girdi. Elinde bir kır çiçeği tutuyordu. Salonun ortasına kadar yürüdü. Orada bulunanlara çiçeği gösterip:

Şunun güzelliğine baksanıza, elma dalından kalır yeri var mı? diyerek elindeki kır çiçeğini elma dalının bulunduğu vazoya yerleştirdi.

Elma dalı yanındaki kır çiçeğine bakınca düşündüklerinden çok utandı. Kır çiçeğinin güzelliği karşısında hep dimdik tuttuğu başını öne eğdi.

Güneşse utancından başını kaldıramayan elma dalı ile güzel kır çiçeğini ışıklarıyla kucaklayarak, ikisini birden sevgiyle aydınlatıyordu.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.