Günün Masalı: 29 Aralık; Üç Bilecenler

Bir zamanlar üç oğul vardı. Bunlar öyle duyarlı çocuklardı ki karyolanın altına bir asma yaprağı konulduğunda karyolanın yükseldiğini söyleyerek durumu anlarlardı. Duyarlı oldukları kadar da akıllıydılar. Her şeyi önceden sezip..

Günün Masalı: 29 Aralık; Üç Bilecenler
Yayınlanma: Güncelleme: 58 okuma

Bir zamanlar üç oğul vardı. Bunlar öyle duyarlı çocuklardı ki karyolanın altına bir asma yaprağı konulduğunda karyolanın yükseldiğini söyleyerek durumu anlarlardı. Duyarlı oldukları kadar da akıllıydılar. Her şeyi önceden sezip bilmekte üstlerine yoktu. Babaları bu üç akıllı kardeşi gurbete göndererek görgülerini arttırmalarını istedi. Onları yolcu ederken: 

Gördüğünüz her şeyden kendinize bir ders çıkarın, dedi. 

Bunlar da az gittiler, uz gittiler, dere tepe düz gittiler derken bir devenin ayak iziyle karşılaşırlar. Üçü birden ize bakıp akıl yürüttüler. Birincisi: 

Buradan bir deve geçmiş, bir ayağı topalmış, dedi. İkincisi: 

Bir dişi de yokmuş, deyince üçüncüsü: 

Bir gözü de körmüş, diye tamamladı. 

Biraz yol aldıktan sonra, büyüğü düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra: 

Bu devenin bir tarafına yağ, bir tarafına bal yüklenmiş, dedi. Ortanca da: 

Bu devenin üstünde bir de kadın varmış, deyince küçüğü durur mu? O da: 

Bu kadın da gebeymiş, dedi. 

Biraz daha yürüyünce, telaşla oradan oraya koşan bir adam gördüler. Adam onları görünce: 

-Arkadaşlar buradan bir devenin geçtiğini gördünüz mü? diye sordu. 

Kardeşlerin büyüğü hemen karşılık verdi: 

Evet, hatta bir ayağı topaldı

Hemen ardından ortancası: 

Bir dişi de yoktu, dedi. 

Bir Onun ardından da küçüğü: 

Bir gözü de kördü, diye ekledi. 

Adam şaşkınlıkla bunların yanından ayrıldı. Deveyi aradıysa da bulamadı. Yeniden bunların yanına gelerek sordu. Büyük oğlan: 

Evet devenin bir tarafında yağ, bir tarafında bal yüklüydü, dedi. Ortanca oğlan: 

Üstünde de bir kadın vardı, deyince, küçük oğlan da: 

Bu kadın da gebeydi, öyle değil mi? diye gülümseyerek yanıt verdi. 

Adam büsbütün şaşırarak oradan oraya koştuysa da yine deveyi bulamadı. Doğruca saraya gidip bunları padişaha şikâyet etti: 

Efendim, şimdi kente üç gezgin geliyor. Bunlar benim devemi çalmışlar. Çünkü her şeyini biliyorlar

Padişah da bunlar gelir gelmez, sorguya çekmek için saraya getirtti. 

Siz bu devenin topal olduğunu nerden biliyordunuz? diye sordu. Büyük oğlan: 

Bunda ne var, dedi. Toprakta üç ayağının izi vardı

Dişinin eksik olduğunu nasıl anladınız? deyince ortanca: 

Kolay, dedi. Otlara baktım, onları yerken olmayan dişinin yerindeki otlar yenmeden duruyordu

Küçüğü de: 

Ben de kör olduğunu söyledim, diye konuştu. Çünkü yoldaki otların yalnız bir tarafındakileri yemişti

Padişah:  

Ya üstünde kadın olduğunu nasıl bildiniz? diye sorunca ortanca: 

Çünkü yere düşen mendilini gördüm, dedi. Küçüğüne: 

Ya sen gebe olduğuna nasıl karar verdin? deyince, O da: 

Yerinden kalkarken iki eliyle toprağa dayanmış. Ellerinin izinden anladım, dedi. Büyüğü de: 

Peki sen denklerden birinin yağ birinin bal olduğunu ne bildin? diye sorunca, o da: 

Çok kolay, dedi. Çünkü yolun bir tarafında sinekler, arılar, öteki tarafında da karıncalar toplanmıştı. Karıncaların toplandığı yerde yağ döküntüleri, arıların tarafında da bal damlaları gördüğümden anladım. Yoksa deveyi biz görmedik

Padişah, oğlanların aklını çok beğendi. Onları sarayında alıkoydu. Mutluluk içinde yaşayıp gidiyorlardı. Bir gün padişah bunları kapının arkasından dinledi. Bir tanesi: 

Akşam yediğimiz koyun köpek sütüyle beslenmiş, dedi. Beriki: 

İçtiğimiz şarapta da insan kanı vardı, dedi. Diğeri: 

Şu yanında kaldığımız padişah yok mu, görgüsüz adamın biri, diyerek sözünü tamamladı. 

Padişah duyduklarına çok kızdı. Hemen delikanlıları yanına çağırtıp söylediklerinin hesabını vermelerini istedi. Birincisi: 

Köpek sütüyle beslenen hayvanların eti yenince insanın midesini ekşitir

İkincisi: 

İçinde insan kanı olan şarap adamı hemen uyutur

Üçüncüsü: 

Geldiğimiz günden beri yemeklerden söz ediyorsunuz, görgüsüzlüğünüz de bundan belli oluyor, dediler. 

Padişah, delikanlıların akıllıca yanıtları karşısında diyecek söz bulamadı. Her birini ayrı aynı büyük memuriyetlere atadı. 

Onlar da ömürlerinin sonuna kadar mutlu yaşadılar.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.