Bir zamanlar bir kadının delikanlı bir oğlu varmış. Biraz safçaymış. Kadın, oğlunun saflığını bir erdem gibi gösterip, onu komşu köyden güzel bir kızla nişanlamış. Ama bakın bu yüzden neler gelmiş..
Bir zamanlar bir kadının delikanlı bir oğlu varmış. Biraz safçaymış. Kadın, oğlunun saflığını bir erdem gibi gösterip, onu komşu köyden güzel bir kızla nişanlamış. Ama bakın bu yüzden neler gelmiş kadıncağızın başına.
Nişanın ertesinde delikanlı düşüp yola, nişanlısının köyüne gitmiş. Dönüşte annesi sormuş:
–Hans bir pot kırmadın değil mi?
–Hiçbir şey kırmadım anne.
–Ne götürdün nişanlına hediye?
–Ben bir şey götürmedim. O bana bir armağan verdi.
–Ne verdi?
–Bir gümüş iğne.
–Nerde?
–Saman arabasıyla gitmiştim, samanların içinde.
-Hay Allah! Böyle şeyler elbisenin ya yenine, ya yakasına iliştirilir.
–Üzülme anne, sakın kızma… Öyle yaparım bir daha.
Hans bir hafta sonra yine gitmiş nişanlısı Gretel‘e. Gretel, Hans‘a bir çakı armağan etmiş. Hans da ana sözü dinlemiş, çakıyı açıp yakasına iliştirmiş. Annesi kıyameti koparmış elbet. Elbise berbat olmuş çünkü. Kadıncağız elbiseyi onarırken çakıyı nasıl kapayacağını, nasıl cebine sokacağını anlatmış. Ve her zamanki yanıtı almış: “Kızma anne, üzülme anne, öyle yaparım bir dahaki sefere.” Hans aldığı armağanı cebine koymayı öğrenmiş ama Gretel ona bir oğlak armağan etmiş bu sefer. Hans yolda oğlağın kafasını sokmaya çalışmış cebine. Oğlak çektikçe başını Hans yakalayıp cebine sokmuş oğlağın kafasını. Sonunda havasızlıktan ölmüş oğlak. Hans‘ın annesi yine anlatmaya çalışmış nasıl getirileceğini oğlağın: “Boynuna bir ip takacaktın, ipin ucundan tutunca ardın sıra gelecekti. Götürüp ağıla bağlayacak, önüne ot koyacaktın.” Kadın oğlundan aynı yanıtı almış: “Kızma anne, üzülme anne, öyle yaparım bir daha sefere.”
Hans aslında pek yakışıklı bir delikanlıymış. O pazar da süslenip püslenmiş, nişanlısını görmeye gitmiş. Gretel, ‘Saf ama pek yakışıklı,’ demiş kendi kendine. Sonra, “Hans, bugün hediye yerine beni götür köyüne,” diye şakalaşmış. Hans anne sözü dinlemez mi? Ne demişti annesi, “Boynuna ip tak, ipin ucundan tut, o arkandan gelir.” O da hemen bir ip takmış boynuna Gretel’in. Gretel şaşkınlıktan mı, şaka mı saydığından bu hareketi bir şey dememiş, tıpış tıpış ardından gelmiş Hans‘ın. Hans hemen koşmuş annesine, “Anne Gretel bize geldi.” Kadın telaşlanmış, acaba bir eksiği var mı evin, sonra çevresine bakmış görememiş gelinini. Sormuş: “Hans, Gretel nerde?” Hans sakin sakin yanıtlamış: “Söylediğin gibi ağıla bağlayıp ot koydum önüne.” Kadıncağız deli gibi koşmuş ağıla…
Bu masalı bir kitapta okudum, son sayfası kopuktu, siz bitirin iyisi mi. Ne dersiniz Hans‘ın annesi Gretel‘i bulmuş mu ağılda? Bağlı olduğu yerde? Düzeltebilmiş mi oğlunun kırdığı potu? Gretel, “Benim de her söylediğimi yapar,” diye evlenmiş midir Hans‘la? Yoksa, “Söz dinlemenin bu kadarı da fazla!” deyip caymış mı nişandan?..
Masalın sonunu bana da bildirin.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.