Günün Masalı: 15 Ağustos; Karganın Kurnazlığı

Eskiden ormanın birinde bir karatavuk yaşıyormuş. Bu karatavuk bir kayın ağacının kalın gövdesinin ortasındaki kovuğa yuva yaparak kuluçkaya yatmış. Aradan bir süre geçtikten sonra yumurtadan çıkan civcivler çik çik etmeye..

Günün Masalı: 15 Ağustos; Karganın Kurnazlığı
Yayınlanma: Güncelleme: 120 okuma

Eskiden ormanın birinde bir karatavuk yaşıyormuş. Bu karatavuk bir kayın ağacının kalın gövdesinin ortasındaki kovuğa yuva yaparak kuluçkaya yatmış. Aradan bir süre geçtikten sonra yumurtadan çıkan civcivler çik çik etmeye başlamışlar. 

Ormanda dolaşan kurnaz tilki, civcivlerin çik çik ettiklerini duyup kayın ağacının altına seğirtmiş. Bakmış ki karatavuğun yuvası ulaşabileceği bir yerde değil. Ne yapsın? Ağacın dibinden karatavuğa seslenmiş: 

-Bana bak karatavuk, buğday ekme zamanı geldi, geçiyor. Herkes tarlasını çoktan ekti. Ben kaldım, benim de sabanım yok. Şimdi bu ağacı kesmeye geldim, kendime saban yapacağım. Haberin olsun. Karatavuk çok korkmuş: 

Aman yapma tilki kardeş, yavrularıma acı, demiş. Sen ağacı kesersen piliçlerim ölür. Yalvarırım ağacı kesme

Tilki düşünür gibi yapmış: 

Tamam, demiş. Piliçlerinden birini bana verirsen ağacı kesmem

Karatavuk ağlayıp sızlamış. Tilkiye yalvarıp yakarmış. Yavrularından hiçbirini tilkiye vermeye kıyamıyormuş. 

Tilki kardeş, istediğin her şeyi yaparım, yalnız beni yavrularımdan ayırma, demiş. Tilki, karatavuğun yalvarmalarını dinlememiş bile. 

Biraz bekledikten sonra, aşağıdan: 

İşte ağacı kesiyorum, diye bağırarak kuyruğunu baltayla vuruyormuş gibi ağacın gövdesine indirmeye başlamış. Karatavuk ağacı kestiğini sanarak yavrularından birini tilkiye vermeye razı olmuş. Tam piliçlerinden birini aşağı atarken yandaki ağaca yuva yapmış olan karga seslenmiş: 

Hey komşu! Tilkinin sözüne neden inanıyorsun? Onun baltası bile yok. Ağacı neyle kesecek

Gerçekten de tilkinin baltasının olmadığını karatavuk korkusundan fark edememiş. Karganın uyarısıyla ağacı kesemeyeceğini anlamış. Yavrusunu ona atmaktan da vazgeçmiş tabii. 

Bu durum karşısında kargaya çok kızan tilki, gidip karganın yuvasının olduğu ağacın altına boylu boyunca uzanmış: 

Çok hastayım, ölüyorum, yetişin! diye avaz avaz bağırmış. Bir süre sonra da uzandığı yerde hareketsiz kalakalmış. 

Karga, tilkinin ölüp ölmediğine bakmak için ağaçtan inmiş. Tilkinin yanına yaklaşmış. 

Tilki kıpırdamıyormuş bile. O zaman biraz daha yaklaşarak tilkiye gagasıyla dokunmuş. İşte o anda tilki yerinden sıçrayarak kargayı kıskıvrak yakalamış: 

Şimdi seni ele geçirdim hain karga, demiş. Artık sonun geldi, duanı et

Karga, sakin bir sesle: 

Sonumun geldiğini biliyorum, demiş. Ama senden bir isteğim var. Bana dedenin benim dedeme yaptığını yapma da başka ne yaparsan yap

Tilki merak edip sormuş: 

Benim dedem senin dedene ne yapmış ki? 

Karga: 

Daha ne yapsın? demiş. Dedemi bir tekerleğin içine koyup dağdan aşağı yuvarlamış

Tilki, sırıtarak: 

Güzel düşünmüş, demiş. Şimdi ben de aynısını sana yapayım da gör

Tilki, hemen bir tekerlek bulup içine kargayı soktuktan sonra tekerleği, dağdan aşağı bırakmış. Karga da bunu bekliyormuş zaten. Tekerleğin parmaklığı arasından fırladığı gibi bir ağacın tepesine konmuş. 

Tilki, karganın oyununa kurban gittiğini anlayarak kızgınlıkla oradan uzaklaşmış. Karatavuk da karganın sayesinde tilki korkusundan uzak, piliçlerini güven içinde büyütmüş. O tilkiyi de bir daha gören olmamış. 

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.