Yaz geldi yazı geldi, yazıya tazı geldi. Tazı av için beslenirmiş. Yazı öğrenmek için istenirmiş. Bilgiye ekle görgüyü yaşamak için. Yaşamada yeni bir aşama için. Dolaş Hanya‘yı, Konya‘yı, düşle yeni..
Yaz geldi yazı geldi, yazıya tazı geldi. Tazı av için beslenirmiş. Yazı öğrenmek için istenirmiş. Bilgiye ekle görgüyü yaşamak için. Yaşamada yeni bir aşama için. Dolaş Hanya‘yı, Konya‘yı, düşle yeni dünyayı. Yeni dünya düş ister, masallar gülüş ister. Güvercin, kaz beslerler, tekerlemeyi komik isterler. Komik olmayan tekerlemeyi yarısında keserler.
Bir vardı bir yoktu, zaman zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler top oynardı eski hamam içinde… Memleketin birinde bir kral vardı. Krallar soyludur, krallar soyluluğa meraklıdır ama bu kralın merakı hastalık gibiydi. Falcıları, bilginleri, bilgeleri toplar, geleceği öğrenmeye çalışırdı. Sarayına gelecek herkesin soyunu sopunu öğrenip halktan insanlarla görüşmemeye çalışırdı. Bu kralın bir kızı vardı. Daha iki üç yaşındaydı. Kral yine bilgeleri, falcıları topladı, kızının kiminle evleneceğini öğrenmek istedi. Falcılar kralın bu tür istekleriyle kazandıkları parayla geçiniyorlardı. O yüzden uzun uzun hesaplar yaptılar. Sonra da, “Kızınız halktan bir delikanlıyla evlenecek,” dediler. Kral bu delikanlının kimliğini saptamalarını emretti. Bu kez falcılardan biri, “Bunu saptamak kolay ama öğrenmeyin şimdiden,” dedi. “Bu durumu değiştiremezsiniz. Yazılan bozulmaz.” Kral, “Ben dünyanın gidişini bile değiştiririm,” diye bağırdı. O zaman falcıların en genci, “Sarayın hemen yakınındaki çiftlikteki hayvan bakıcısının yeni doğan oğlu damadınız olacak,” diye bildirdi. Kral, falcılara paralarını verir vermez gidip kıyafet değiştirdi. Sonra saraydan çıkıp çiftliğe gitti. Hayvan bakıcısına kendini çocuksuz bir tüccar olarak tanıttı. Bir çocuk evlat edinmek istiyordu. Böyle bir çocuk bulursa bir torba altın verecekti. Hayvan bakıcısının yedi çocuğu vardı. Daha iyi koşullarda büyümeleri için her şeye razıydı. Tüccar kılığındaki kral, adamdan yeni doğan çocuğunu aldı. Bir torba altın verip vedalaştı. İçin için gülerek, “Görelim bakalım yazılan bozulmaz mı?” diye mırıldanıyordu sarayına dönerken. Sarayda çocuğu yaşlı avcısına verip öldürülmesini söyledi. Çocuğu öldürdükten sonra, gözlerini, yüreğini ve dilini getirecekti krala. Böylece bebek bir rastlantıyla ölmese bile sakat kalacaktı. Bunları yapması için de bir avuç altın verdi. Avcı çocuğu alıp gitti. Adam hiç de bir bebeğe kıyacak kadar taş yürekli değildi. Üstelik hayvan bakıcısının oğlu çok güzel bir bebekti. Bebeği öldürmedi. Onu dış etkilerden koruyacak bir sandığa bir avuç altınla birlikte yerleştirip ormandan geçen ırmağa bıraktı. Krala da bebeğin gözleri, yüreği ve dili diye bir ceylanın gözlerini, bir güvercinin yüreğini ve dilini götürdü. Bebeğin içinde bulunduğu sandık değirmenin çarkına takıldı. Değirmenci ile karısı bu bebeği sevgiyle büyüttüler. Okula gönderdiler. Bebek sağlıklı, bilgili, yakışıklı bir delikanlı oldu.
Bir gün, olacak bu ya, ava çıkan kralın yolu değirmene düştü. O gün değirmencinin büyüttüğü çocuk da değirmendeydi. Babasına kralı ağırlamakta yardım etti. Kral, delikanlıyı çok beğendi. Değirmenciye oğlunun bu kadar yakışıklı, bu kadar iyi yetişmiş olduğuna şaştığını söyledi. Değirmenci, delikanlının kendi oğlu olmadığını söyleyerek onu nasıl bulduğunu anlattı. Kral, çocuğun kimliğini hemen anladı. Avcısı çoktan ölmüştü, yapılacak bir şey yoktu. Ama delikanlıyı öldürmeliydi. Hemen bir mektup yazdı ve delikanlıdan bu mektubu saraya götürmesini istedi.
Delikanlı hemen yola çıktı. Değirmen saraya epey uzaktı. Yolda bir kulübenin kapısını çalıp geceleme izni istedi. Kulübe aslında haydutların sığınağıydı. Delikanlı uyuduktan sonra kralın mührüyle mühürlenmiş mektubu açtılar. Mektupta kraliçenin mektubu getiren delikanlıyı hemen öldürtmesi yazılıydı. Mektubu okuyan haydut, “Bunca yıldır yasadışı işler yapıyorum, bu kral benden daha acımasız,” dedi. “Bu delikanlıyı kurtarmalıyız.” Sonra yeni bir mektup yazdılar elbirliğiyle.
Kraliçe, kocasından mektup getiren delikanlının yakışıklılığını, ince davranışlarını pek beğendi. Mektubu okuyunca da sevindi. Kral, kızının hemen bu delikanlıyla evlendirilmesini istiyordu. Prenses de babasının kendisine seçtiği eşi beğenmişti. Hemen düğün hazırlıkları başladı.
Kral düğün şenlikleri bitmeden döndü saraya. Kızının öldürmek istediği delikanlıyla evlendirildiğini duyunca, öfkesinden yüreğine indi. Kim mi yönetti ülkeyi?.. Bilgili ve iyi yürekli delikanlı. Gökten düşen elmalar insanları sevenlere dağıtıldı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.