Günün Masalı: 1 Ocak; Takvimin Masalı

“Bir vardı, bir yoktu. Bir zamanlar takvim yoktu,” diyen olursa hemen verin ağzının payını: ‘Bu yalan… Bu yalan… Fili yutamaz yılan.’ İnsanlar dünyanın her yerinde bugünküne benzemese de hep takvim..

Günün Masalı: 1 Ocak; Takvimin Masalı
Yayınlanma: Güncelleme: 39 okuma

Bir vardı, bir yoktu. Bir zamanlar takvim yoktu,” diyen olursa hemen verin ağzının payını: ‘Bu yalan… Bu yalan… Fili yutamaz yılan.’ İnsanlar dünyanın her yerinde bugünküne benzemese de hep takvim yapmakla uğraştılar. Çünkü takvim insanın zamanı öğrenme aracıdır. 

İlk takvimlerin kimilerinin nasıl kullanıldığını pek bilmiyoruz. Britanya adasında eski çağlardan kalma bir anıt var. Taşlar daire biçiminde dizilmiş. Bu anıtın neye yaradığı önce pek anlaşılmamış. Şimdi güneşin doğduğu yeri işaretlediği biliniyor. Güneş her gün doğuş açısını birazcık değiştiriyor çünkü. Demek ki, bu taşları dikenler kendilerine göre bir takvim yapmışlar. 

İnsanlar için hangi doğal zaman birimleri önemlidir? 

Hemen bugünün insanını düşünmeyin. İlk insanlar için. Unutmayın bugünküne benzer evler yok. Elbet elektrik de. Ortalık kararacak. Yaban hayvanları gelecek. Ateş yakmak gerek. Peki niye ortalık kararıyor? Gün sona eriyor. Gün ve gece nedir? Siz bunun, dünyanın kendi çevresinde dönüşünden olduğunu biliyorsunuz. Ama ilk insanlar bunu anlamak, saatleri saptamak için kim bilir hangi yollara başvurdular. 

Şimdi saati saptama yöntemini bir yana bırakalım. Onu bir başka gün anlatırım. Ama insanlar için gün önemli. Doğal zamanın ikincisi nedir peki? 

Yine ilk insanları düşünelim mi?.. Geceleri güneşin yerini bir başka ışık alıyor. Isıtmıyor ama aydınlatıyor. Evet… Elbette ay. Ayın kaç günde bir göründüğü o dönemde önemli, değil mi? Biz şimdi Ay‘ın Dünya çevresinde dönüşünün ay diye adlandırılan zaman birimi olduğunu biliyoruz. 

Bir de yıl var. Ooo! Yıldan söz edeceğiz elbet. Bugün yılın ilk günü. Yılı biz Dünya‘nın Güneş çevresinde bir dönüşü olarak tanımlıyoruz. Bu süre 365 gün 6 saattir. Bu altı saatleri dört yılda bir tam gün sayarız. O zaman yıl 366 gün, Şubat da 29 gün olur. 

Yılı Dünya‘nın Güneş çevresindeki hareketiyle hesaplarsak, bu süreyi 12 aya, ayları da 30 ya da 31 güne bölersek, bunları yazdığımız takvime ‘Güneş Takvimi‘ denir. Bu takvim mevsimleri, en uzun gün ve geceyi doğru saptar. 

Böyle bir takvimin İsa doğmadan iki yüz otuz sekiz yıl önce Mısır‘da yapıldığını biliyor musunuz? Güneş takvimini yapabilmek için gerekli ölçümlerin ilki İsa doğmadan dört yüz otuz iki yıl önce, ikincisi İsa doğmadan iki yüz seksen yıl önce yapılmış. İki ölçüm de Eski Yunan‘da gerçekleşmiş. 

Bir de mevsimlerin birbirine benzediği bölgelerin, örneğin Arap Yarımadası‘nın kullandığı ay yılı var. Buna Hicri yıl da denir. Ayın hareketine tam uygun olarak saptanan ayların on ikisinin bir araya gelişiyle oluşan ay yılı, 354 ya da 355 gündür. Ve aylar mevsimleri saptamaz. İslam dininin Ramazan ve bayramları bu takvime göre hesaplanır. Ramazan ve bayramlar her yıl on gün erken gelir. Bir yılın Ramazan ayının yazın mı, kışın mı gerçekleştiğini bulmak için başka hesaplar gerekir. 

İnsanlar bugüne kadar çeşit çeşit takvimler yapmışlar, aylar, yıllar, yılbaşılar hesaplamışlardır. Eskiden birçok ulusun yeni yılın başlangıcı olarak baharın geliş günlerini seçtiklerini bilin. Kar yağan bir yılbaşıdan daha güzeldi belki de… 

Bugün bizim kullandığımız takvim, mevsimleri ve gündönümlerini doğruya yakın biçimde saptayan bir takvimdir, Miladi takvim ya da Gregoryen takvim denir. 

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.